Özel Daire bozması maddi hataya dayalı olup, maddi hata halinde karşı taraf lehine kazanılmış haktan bahsedilemeyeceğinden dosyanın, işin esasını incelemiş olan Özel Daireye gönderilmesi gerektiği-
İşçilik alacakları ve ihbar tazminatına ilişkin dava ve karşı davada, taraflar arasındaki e-mail çıktılarının dosyaya eklenmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesi gerektiği-
Hakimin bozma ilamına uymak zorunda olmayıp eski kararda direnebileceği,tarafların bu konudaki istekleriyle bağlı olmadığı, ancak bozma nedenlerinin kamu düzenine ilişkin ve dolayısıyla hakimin kendiliğinden göz önünde bulundurması gereken sebeplerden olmaması halinde taraflar veya vekillerinin bozma kararına uyulmasını istemeleri halinde mahkemece önceki kararda direnilemeyeceği ve bozma kararına mutlaka uyulması gerekeceği-
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek,dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde,direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Bir davada mahkemenin veya yanların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka "usuli kazanılmış hak" denildiği -Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilen bu "usuli kazanılmış hak" olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine yargıtay içtihatlarıyla geliştirilmiş istisnaları bulunduğu; örneğin "mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihatı birleştirme kararı ya da yeni bir kanun çıkması" karşısında, yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmş hakın hukuken değer taşımayacağı; aynı şekilde" uygulanması gereken bir kanun hükmünün , hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse" usuli kazanılmış hakka göre değil Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verileceği- Bu sayılanların dışında ayrıca "görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararına uyulması" nda olduğu gibi kamu düzeniyle ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği-
Bir davada mahkemenin veya yanların yapmış oldukları bir usul işlemi nedeniyle taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğan ve gözetilmesi zorunlu olan hakka "usuli kazanılmış hak" denildiği -Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilen bu "usuli kazanılmış hak" olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine yargıtay içtihatlarıyla geliştirilmiş istisnaları bulunduğu; örneğin "mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihatı birleştirme kararı ya da yeni bir kanun çıkması" karşısında, yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmş hakkın hukuken değer taşımayacağı; aynı şekilde" uygulanması gereken bir kanun hükmünün , hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse" usuli kazanılmış hakka göre değil Anayasa mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verileceği- Bu sayılanların dışında ayrıca "görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararına uyulması" nda olduğu gibi kamu düzeniyle ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği-
Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesinde sayılan iptal nedenlerinden biri olan, "kararın kamu düzenine aykırı olması"nın, ispat külfeti davacılara ait olan bir husus olmayıp, mahkemece resen dikkate alınması gereken bir husus olduğu, mahkemece resen dikkate alınıp, değerlendirilmesi gereken, "kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığı" konusunda gerek bilirkişi raporunda gerekse mahkeme kararında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağı-
Boşanma davasında ön inceleme duruşması yapılmadan tahkikat aşamasına geçilip, davanın esası hakkında karar verilemeyeceği-
Temyiz edilen fakat henüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca görüşülmeyen bir direnme kararı, usul hukuku çerçevesinde kesinleşmediğinden, bu aşamada davadan feragatın mümkün olduğu, feragat halinde yerel mahkemece karar verilmek üzere direnme kararının bozulması gerektiği-