Davalı kadının, Yargılama devam ederken tahkikat aşamasında, vekili aracılığıyla sunduğu 07.03.2016 tarihli dilekçesi ile de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ancak davacı tarafın açık muvafakati veya usulünce yapılmış bir ıslah işlemi olmadığından; iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağı gereği, davalı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talepleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına' karar verilmesi gerektiği- Davalı kadın dava dilekçesinde talep etmiş olduğu yoksulluk ve iştirak nafakalarına her yıl artırım yapılması yönünde bir talepte bulunmamasına rağmen talep aşılarak (HMK m.26) davalı kadın ve velayeti kendisine bırakılan ortak çocuk A. yararına hükmedilen nafakalara her yıl "TÜİK" tarafından belirlenen "ÜFE" oranında artırım yapılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı erkeğin tahkikat aşamasında verdiği dilekçesi ile manevi tazminat talep ettiği, davacının bu talebe açık muvafakati olmayıp, usulüne uygun ıslahın da yapılmadığı, bu halde, davalı erkeğin talep ettiği manevi tazminat talebi ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-davacı kadının yasal süresi geçtikten sonra sunulan cevap dilekçesiyle talep edilen, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası istemleri ile ilgili davacı-davalı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği-
Davalı kadın süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası ve tazminat talebinde bulunmamış, yasal süresinden sonra sunduğu 29.12.2015 tarihli ikinci cevap (düplik) dilekçesi ile yoksulluk nafakası ve tazminat talebinde bulunmuş ancak bu talebin, davacı tarafın açık muvafakati olmadığı ve ıslah işleminde de bulunulmadığı için savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu-
Davacının usulüne uygun ve ön inceleme aşamasının tamamlanmasından önce ileri sürülmüş faiz istemi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı-
İtirazın iptali istemine ilişkin davada, davalı tarafça icra takibine itiraz dilekçesinde, cevap dilekçesinde ve öninceleme duruşmasında "davalı tarafça çekilen kredilerin ipotek veren ile davalı arasındaki ortaklık için çekildiğine" dair bir savunma ileri sürülmemiş olup, davalı asil tarafından öninceleme duruşmasından sonra yapılan celsede ifade edilmiş olduğundan, savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında iddia ve savunmalar değerlendirilerek bir sonuca varılması gerektiği- Davalı tarafça çekilen kredilerin ortaklık için çekilerek ortaklığa harcandığı yönündeki savunmanın tanık deliliyle ispatlanamayacağı-
Davacı, dava konusu daireye düşen arsa payı belirlenerek tapu kaydının iptaline ve vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş olup, mahkemece gerekçe kısmının son paragrafında; davacının tescil olmaz ise alacağa karar verilmesini istediğini, yapılan ödemenin HMK'nın 200. ve devamı maddelerine göre ispatlanamadığını, teklif edilen yemin üzerine davalıların oturumda parayı almadıklarına dair yemin ettiklerini belirterek, bu yönden de davanın reddine karar verildiği; davacının talebi tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup, alacak istemi olmadığından alacak hakkında hüküm kurulamayacağı-
Dava dilekçesinde sadece manevi tazminat talebinde bulunan davacının, ön inceleme aşamasından sonra tahkikat aşamasında, (TMK. mad. 174/1 kapsamında) maddi tazminat talebinin bulunmasının "iddianın genişletilmesi" niteliğinde olacağı- Bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığından, davacının dava ya da ikinci cevap dilekçesi ile istemediği maddi tazminat (TMK m. 174/1) talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına”  şeklinde karar verilmesi gerektiği- "HMK'nın 141. maddesinin maddi vakıalara ilişkin olduğu, boşanmanın ferisi niteliğindeki taleplerin nispi harca tabi olmadan her aşamada istenebileceği" şeklindeki görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Kooperatif aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklı olup, 10 günlük cevap süresinde ileri sürülmediği takdirde savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşabileceği, ancak, süresinde yapılmayan takas def'ine, HMK'nın açıkça muvafakat öngören 141/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği bildirilerek hemen karşı konulmadığı takdirde zımni olarak savunmanın genişletilmesine rıza gösterilmiş sayıldığı-
HMK mad. 141 gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşebileceği-