Onay süreci tamamlanmış bulunan uluslararası andlaşmaların, iç hukukumuz bakımından yürürlüğe giriş tarihinin tespiti için Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkartılması gerektiği- Borçlu acentaya "aynı işyerinde daimi çalışan evrak memuru ..." şerhiyle tebliğ edilen, tebligatın, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin gerçekleştiğinden usulsüz olduğu-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine, yetkilinin bulunmaması halinde ise bulunmama sebebi yazılmak suretiyle orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birisine yapılması gerektiği; kendisine tebliğ yapılacak memur ve müstahdemin vazife itibariyle o yerde yetkili temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu gibi işler için görevlendirilen kimselerden olması; bu kişilerin de bulunmamaları halinde bulunmadıkları tebliğ mazbatasına yazılarak o yerdeki diğer memur ve müstahdemlerden birine tebliğin yapılacağı; yetkili temsilcinin bulunmama sebebi tutanağa yazılmadığından dava dilekçesinin davalı şirkete yöntemine uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili mümessillerinden birine, tüzel kişinin 'tebligatı almaya yetkililerinin' her hangi bir nedenle mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları ya da o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde görev itibariyle tüzel kişinin bu kişilerden sonra gelen yetkili memur veya müstahdemine veya evrak mamuru gibi esasen bu işlerle görevli bir kişiye, bunların da bulunmaması halinde bu hususun mazbatada belirtilmesi koşuluyla tebligatın tüzel kişinin orada hazır bulunan diğer memur veya müstahdemine yapılması gerektiği- Az önce de açıklandığı gibi somut uyuşmazlıkta davalı şirket adına çıkartılan defter ibrazına ilişkin tebligatta tebliğ evrakının "daimi işçisi Ü.. K..’a” tebliğ edildiği yazılı bulunsa da mazbatada yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir açıklık bulunmadığından, geçersiz tebliğe rağmen ticari defter ve kayıtlarının ibrazı için verilen sürede teslim edilmemesi sebebiyle davalının HMK'nın 222/5 maddesi gereğince defterlerini ibrazından kaçınmış sayılacağı kabul edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı-
Davacı vekilinin direnmeye ilişkin temyiz dilekçesi davalı şirkete tebliğe çıkarılmış ise de; Posta İdaresinin tebligata ilişkin belgesinde başka hiçbir açıklamaya yer verilmeksizin aynı adreste daimi çalışan şirketin işçisine tebliğ edildiği, bu yönüyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu; iki ayrı geri çevirme kararında direnme kararının da davalı şirkete tebliğe çıkarılması gerektiği belirtilmesine rağmen bu işlemin gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından, yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeyecek şekilde geri çevirmenin gereklerinin yerine getirilmesi konusunda özenli davranılması gerektiği-
Tebligatın yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılması halinde, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerektiği-
Davalı şirketin yetkili temsilcisinin tebligatı almama sebebi açıklanmadan yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Davacı şirkete kamulaştırma işlemlerine ilişkin yapılan tebligatta, tebliğ memurunun bu tebligatı şirketin yetkili temsilcisine; onun herhangi bir nedenle tebliği alacak durumda olmaması halinde de usulüne uygun şekilde yetkili kılınan kişiye; şayet bunlar yoksa veya tebligatı alamayacak durumda iseler bu durumu tebliğ evrakına şerh ederek o yerde hazır bulunan tebliğe yetkili memur ve müstahdemlerinden birine o da yoksa herhangi bir memur veya müstahdeme yapması; tebligat evrakında da sırasıyla tebliğe yetkili kişilerin durumunu ve onlara tebliğ edilememe nedenini şerh etmesi gerekirken, hiçbir açıklamaya yer vermeden doğrudan davacının işçisine tebliğ etmiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğu ve kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin davanın süresinde açıldığının kabul edilmesi gerekeceği-
Genel kurul kararının iptali davasında, davalarda temsil yetkisi tasfiye memurlarına ait olduğundan, dava dilekçesinin kooperatif tüzel kişiliğine tebliğe çıkarılarak, tasfiye memurlarından ya da koşulları oluştuğu takdirde memur veya müstahdemlerinden birine kooperatif adına tebliğ edilerek, tebligatın yapılamaması halinde Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket yetkilisinin tebligat anında cezaevinde bulunması tebligatın geçersizliğine neden olmayacağı, İİK mad. 168/5 uyarınca 5 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu yetki itirazında bulunmadığından itirazın süre yönünden reddi yerine itiraz dilekçesinde alacaklının isminin yanlış yazıldığından bahisle usulden ret kararı verilmesi isabetsiz olmakla birlikte anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ve sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onandığı-