Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Tebligat yasasının metninde, yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya 21/2'ye göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2'ye göre tebligat yapılacağının önemle vurgulanmış olduğu, ayrıca Tebligat Yönetmeliğinin 79.maddesinde T.K.'nun 21/2.maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağının belirtilmesi bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı,istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğunu da göstermekte olduğu- İlk defa bildirilen adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliğininin 30.maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerektiği-  Savunma hakkı ile tebligat müessesinin birbirne sıkı sıkıya bağlı olduğu- İcra takibinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, itirazların yapılabilmesi ve takibin süratle sonuçlandırılabilmesi, ancak, tarafların icra takibinden usulünce haberdar edilmesi ile mümkün olacağı, takip borçlusunun hangi icra dairesinde aleyhine takip bulunduğunu, hakkındaki taleplerin nelerden ibaret olduğunu bilmesi ve varsa itirazlarını zamanında ve doğru merciye yöneltebilmesinin usulüne uygun olarak yapılacak tebligat ile sağlanabileceği- Satış ilanı davetiyesinin üzerine “mernis”yazılarak TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre tebliğe çıkarılmasının ve dağıtıcı tarafından TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usule aykırı olduğu- 
Şirket adına çıkartılan icra emiri ve kıymet takdiri raporu tebligatlarının Ticaret Sicilde kayıtlı adresine çıkartıldığı ve ''aynı çatı altında çalışan imzasına tebliğ edildiği'', ancak dosya içinde mevcut belgelerden adı geçenin şirketi temsil yetkisi bulunmadığı gibi, borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları da belirlenmeden ve uyulması gerekli prosedüre uyulmadan, doğrudan çalışan imzasına tebliğ edilmiş olduğu, bu nedenle, tebligatın usulsüz olduğu-
Şikayete konu tebligatların muhatap şirket yetkilisinin orada bulunup bulunmadığı tespit edilmeden çalışanın imzasına tebliğ edildiği anlaşıldığından mahkemece şikayetin kabulü ile 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligattan haberdar olunduğu bildirilen tarih olarak düzeltilerek 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması gerektiği, yetkilinin bulunmaması halinde ise bulunmama sebebi yazılmak suretiyle orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birisine yapılacağı-
Tebligat yapılan şahsın şirketi temsile yetkili kişi olmadığı anlaşıldığından ve bulunmama sebebi yazılmak suretiyle diğer ilgililere tebliğ edilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin davalı şirkete yöntemince tebliğ edilmediği-
Kesinleşen takip neticesinde İİK. mad. 355 vd.'na göre borçlunun maaş ve ücretlerinin haczi için çalışmakta olduğu şikayetçi şirketin ... adresinde bulunan mağazasına 01.03.2011 tarihinde tebligat gönderildiği, tebligatın "yetkili ...'a tebliğ edildiği "şerhi ile 08.03.2011 tarihinde yapıldığı, haciz müzekkeresinin tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde cevap gelmemesi nedeniyle aynı adrese 28.12.2011 tarihli tekit yazısı gönderildiği ve tekit müzekkeresinin de "adreste daimi çalışanı ..." şerhi ile 02/01/2012 tarihinde tebliğ edildiği, maaş haczi müzekkeresinin tekit edilmesi için gönderilen tebligatın tebligat sırasında şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı hususunda bir şerh verilmeksizin doğrudan "adreste daimi çalışan ...." şeklinde yapıldığından Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddesine aykırı olduğu, mahkemece 08.03.2011 tarihinde yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığının tespiti bakımından, tebliğ tarihi olan 08.03.2011 tarihinde tebligatın yapıldığı şubede şirket yetkilisinin kim olduğu hususu araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davalı şirket adına gönderilen duruşma gününü bildirir dava dilekçesi tebligatı daimi çalışana tebliğ edildiğinden taraf teşkilinin sağlanamadığı-
Tebligat Tüzüğü'nün 18.maddesine göre de tebligat esnasında selahiyetli kişilerin bulunmama nedenlerinin tebliğ mazbatasına yazılması gerektiği-
Borçlu şirketin yetkili temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden doğrudan işçiye tebligat yapılması, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerine aykırı olduğundan anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlu şirkete gönderilen satış ilanı tebliğine ilişkin tebligat evrakının incelenmesinde; tebliğ memurunun adı ve soyadının yazılı olmadığı görülmekte olup, bu hali ile de tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Mahkemece, icra müdürlüğünce borçlu şirkete usulüne uygun satış ilanı tebliğ edilmeksizin (İİK.nun 127.md.) ihalenin gerçekleştirilmesi doğru olmadığından ve bu eksiklik başlı başına yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre ihalenin feshi nedeni sayılacağından, ihalenin feshine karar vermek gerekirken tebligatta herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle istemin süre aşımından reddine dair karar verilmesinin isabetsiz olduğu-