TMK.nun 229/1. fıkranın 1 ve 2. bentlerinde belirtilen mal varlığı değerlerinin mal rejiminin sona ermesi anında mevcut bulunmadığı, çünkü malların elden çıkarılmış mallar olduğu, fakat artık değerin bulunmasında teorik olarak ya da kağıt üzerinde hesaba katılacakları, ekleme sonrası oluşan artık değerden hesap yoluyla elde edilen katılma alacağını bir eş diğer eşten elde edebilirse eklenecek değer olarak ifade edilen bu tür işlemlerin geçerliliğini koruyacakları-
Aile konutu olarak özgülenen taşınmazın malik olmayan eşin muvafakati olmadan (TMK md. 194) satılmış olması ve eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine esas olmak üzere davalı kocanın mal varlığını azaltma amacıyla yapmış olduğu taşınmaz satışlarının iptali (TMK md. 229/son) ile dava konusu taşınmazların önceki maliki olan davalı koca adına tesciline ilişkin davanın nispi harca tabi olduğu-
Değer artış payı alacağının hesabı için; ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri ile işyerinin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanarak davacının katkı yaptığı tarihteki kiralama sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olacağı- Taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilerek değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan miktar ile davacının katılma alacağının saptanacağı-
Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi adli tatil zamanına rastlarsa bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılacağı- Katılma alacağına yönelik davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerektiği- Katılma alacağı ve değer artış payını ödeyecek borçlu eşin isterse borcu ayın olarak da ödeyebileceği- Davalı tarafından mülkiyetin devri hususunda taraflarca anlaşıldığı ileri sürüldüğünden, mahkemece taşınmazlar ve araç yönünden TMK’nun 239. maddesine göre borcun ayın olarak ödenmesinin seçildiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği- Artık değerin bulunmasında dava konusu banka hesaplarından çekilen paradan evlilik birliği içindeki borçlara ödendiği faturalarla ispatlanan miktarların düşülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının davacıya ödemek zorunda olduğu nafaka borçlarının mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme ait olması sebebiyle artık değer hesabında dikkate alınma imkanı olmadığı-
Davalının evlilik birliği içinde kazanılmış mallarını ikinci boşanma davasını açmadan birkaç ay öncesinde muvazaalı olarak elden çıkardığı ve halen kirasını aldığı, bu devirlerin vekil edeninin onayı olmaksızın yapıldığından MK'nun 229. maddesi gereğince eklenecek değer olarak işlem görmesi gerektiği, vekil edenine ait ziynet eşyalarının satılarak davalının borçlarını ödediği, O.iye’deki atölyenin de bu paralarla açıldığını açıklayarak vekil edenine düşen katkı payı alacağı ile katılma payı alacağının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesinin gerekeceği-
İstenen faiz alacağı edinilmiş mal niteliğinde bulunduğundan TMK. nun 239/son fıkrası uyarınca tasfiyenin sona erdiği karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Dava konusu aracın edinildiği tarih itibariyle edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu, mahkemece, uzman bilirkişi tarafından belirlenen aracın sürüm değerinin yarısı oranında davacının katılma alacağı hakkının bulunduğu kabul edilmesinin isabetli olduğu-Banka mevduat hesabında bulunan ve boşanma davasından evvel çekilmiş olan paranın tasfiyede eklenecek değer olarak dikkate alınması gerekeceği-
Mahkemece yapılması gereken işin; 22/97 payın 16/97’sinin satışından gelen geliri davalının kişisel malı, 6/97’sinin satışından gelen geliri ise edinilmiş mal olarak kabul ederek, artık değerin hesabında edinilmiş mal olarak hesapta kullanılacak oranı tespit etmek, bu oran gözetilerek dava konusu taşınmazın konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişi tarafından karar tarihine en yakın belirlenecek piyasa rayiç (sürüm) değerine göre artık değeri ve artık değer üzerindeki davacının katılma alacağı miktarını hesaplamak, bu hesaplama yapılırken gerekirse konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor almak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurmak olmasının gerekeceği-
Edinilmiş mallara hesapta ekleneceklerin değerinin, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanacağı, bilirkişilerce TMK'nın 235/1 ve 232.maddesi uyarınca, malın devir tarihindeki sürüm değeri hesaplattırılarak, taşınmazın alımında davalının babasının yaptığı katkı oranı ile mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle kalan kredi borç miktarı da göz önünde bulundurularak taşınmaz yönünden davacının katılma alacağı miktarının belirlenmesi gerekeceği- Muvazaaya dayalı olarak açılan ve ayni hak istemini içeren tapu iptali ve tescil davasının, şahsi alacak isteme hakkı tanıyan katılma alacağı ve katkı payı ile değer artış payı alacağı istemine ilişkin davaların sonucuna etkisi bulunmadığından, bekletici mesele sayılmasının gerekmediği-
İİK. nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca, davacının tasarrufun iptali davası açmasında hukuki yararının bulunduğunun tartışmasız olduğu, ancak, eldeki davanın Aile Mahkemesine değil görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp görülmesinin gerektiği, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında resen göz önünde tutulmasının gerekeceği-