Değer artış payı alacağının hesabı için; ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri ile işyerinin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanarak davacının katkı yaptığı tarihteki kiralama sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olacağı- Taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilerek değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan miktar ile davacının katılma alacağının saptanacağı-
Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi adli tatil zamanına rastlarsa bu sürelerin ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılacağı- Katılma alacağına yönelik davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m. 229) ve denkleştirmeden (TMK. m. 230) elde edilen mik­tarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m. 231) yarısı üzerinden (TMK. m. 236/1) tarafların kazanıl­mış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gere­ktiği- Katılma alacağı ve değer artış payını ödeyecek borçlu eşin isterse borcu ayın olarak da ödeyebileceği- Davalı tarafından mülkiyetin devri hususunda taraflarca anlaşıldığı ileri sürüldüğünden, mahkemece taşınmazlar ve araç yönünden TMK’nun 239. maddesine göre borcun ayın olarak ödenmesinin seçildiği dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği- Artık değerin bulunmasında dava ko­nusu banka hesaplarından çekilen paradan evlilik birliği içindeki borçlara ödendiği faturalarla ispatlanan miktarların düşülme­sinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalının davacıya ödemek zorunda olduğu nafaka borçlarının mal rejiminin sona ermesin­den sonraki döneme ait olması sebebiyle artık değer hesabında dikkate alınma imkanı olmadığı-
Davalının evlilik birliği içinde kazanılmış mallarını ikinci boşanma davasını açmadan birkaç ay öncesinde muvazaalı olarak elden çıkardığı ve halen kirasını aldığı, bu devirlerin vekil edeninin onayı olmaksızın yapıldığından MK'nun 229. maddesi gereğince eklenecek değer olarak işlem görmesi gerektiği, vekil edenine ait ziynet eşyalarının satılarak davalının borçlarını ödediği, O.iye’deki atölyenin de bu paralarla açıldığını açıklayarak vekil edenine düşen katkı payı alacağı ile katılma payı alacağının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesinin gerekeceği-
İstenen faiz alacağı edinilmiş mal niteliğinde bulunduğundan TMK. nun 239/son fıkrası uyarınca tasfiyenin sona erdiği karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Dava konusu aracın edinildiği tarih itibariyle edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu, mahkemece, uzman bilirkişi tarafından belirlenen aracın sürüm değerinin yarısı oranında davacının katılma alacağı hakkının bulunduğu kabul edilmesinin isabetli olduğu-Banka mevduat hesabında bulunan ve boşanma davasından evvel çekilmiş olan paranın tasfiyede eklenecek değer olarak dikkate alınması gerekeceği-
Mahkemece yapılması gereken işin; 22/97 payın 16/97’sinin satışından gelen geliri davalının kişisel malı, 6/97’sinin satışından gelen geliri ise edinilmiş mal olarak kabul ederek, artık değerin hesabında edinilmiş mal olarak hesapta kullanılacak oranı tespit etmek, bu oran gözetilerek dava konusu taşınmazın konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişi tarafından karar tarihine en yakın belirlenecek piyasa rayiç (sürüm) değerine göre artık değeri ve artık değer üzerindeki davacının katılma alacağı miktarını hesaplamak, bu hesaplama yapılırken gerekirse konusunda uzman bilirkişilerden gerekçeli ve denetime elverişli rapor almak, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurmak olmasının gerekeceği-
Edinilmiş mallara hesapta ekleneceklerin değerinin, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanacağı, bilirkişilerce TMK'nın 235/1 ve 232.maddesi uyarınca, malın devir tarihindeki sürüm değeri hesaplattırılarak, taşınmazın alımında davalının babasının yaptığı katkı oranı ile mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle kalan kredi borç miktarı da göz önünde bulundurularak taşınmaz yönünden davacının katılma alacağı miktarının belirlenmesi gerekeceği- Muvazaaya dayalı olarak açılan ve ayni hak istemini içeren tapu iptali ve tescil davasının, şahsi alacak isteme hakkı tanıyan katılma alacağı ve katkı payı ile değer artış payı alacağı istemine ilişkin davaların sonucuna etkisi bulunmadığından, bekletici mesele sayılmasının gerekmediği-
İİK. nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca, davacının tasarrufun iptali davası açmasında hukuki yararının bulunduğunun tartışmasız olduğu, ancak, eldeki davanın Aile Mahkemesine değil görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesinde açılıp görülmesinin gerektiği, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında resen göz önünde tutulmasının gerekeceği-
Davanın, katılma alacağına ilişkin olduğu, mahkemece bağış olarak kabul edilen devir tarihine kadar yapılan tüm ödemelerin ve o tarihteki taşınmazın inşaat durumunun belirlenmesinin, bu ödemelerin toplam ödemelere oranının davalının kişisel malı olarak kabul edilmesinin, davacının ancak, kooperatifin bu tarih sonrası kısmının ve yapılan ödemeleri üzerinde usulüne uygun şekilde belirlenecek artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkının bulunduğunun gözetilmesinin gerektiği-
Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejiminin geçerli olduğu, eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olacağı, katılma rejiminde; eşlere tanınan bu hakkın, ayni bir hak olmayıp, alacak niteliğinde şahsi bir hak olduğu, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarların da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanmasının ve davacının, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunduğunun dikkate alınmasının gerektiği-