Davanın, katılma alacağına ilişkin olduğu, mahkemece bağış olarak kabul edilen devir tarihine kadar yapılan tüm ödemelerin ve o tarihteki taşınmazın inşaat durumunun belirlenmesinin, bu ödemelerin toplam ödemelere oranının davalının kişisel malı olarak kabul edilmesinin, davacının ancak, kooperatifin bu tarih sonrası kısmının ve yapılan ödemeleri üzerinde usulüne uygun şekilde belirlenecek artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkının bulunduğunun gözetilmesinin gerektiği-
Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejiminin geçerli olduğu, eşlerden birinin, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olacağı, katılma rejiminde; eşlere tanınan bu hakkın, ayni bir hak olmayıp, alacak niteliğinde şahsi bir hak olduğu, bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarların da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanmasının ve davacının, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunduğunun dikkate alınmasının gerektiği-
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, alacaklı eşe tanınan hakkın -ayni bir hak olmayıp- şahsi bir alacak hakkı olduğu- Katılma alacağı (TMK. 231) istemine ilişkin davada mahkemece eklenecek değerlerden (TMK. 229) ve denkleştirmeden (TMK. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, davalı kocanın edinilmiş mallarının (TMK. 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. 231) yarısı üzerinden (TMK. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği- Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların, tasfiye anındaki sürüm değerleriyle hesaba katılacağı (TMK. 232, 235/1), tasfiye tarihinin karar tarihi olduğu-
Davacı davasında evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlığının tasfiyesini isteyerek alacak talebinde bulunmuş olup, mal ayrılığı rejimi döneminde ya da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlığı hususunda bir ayrım yapmamıştır. O halde; davacının isteği gerek mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, gerekse yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mal varlığının tasfiyesine ilişkin olup mahkemece bu iki ayrı dönem ayrı ayrı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Dava; mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1 maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerlerinin gözönünde bulundurulacağı, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihinin karar tarihi olarak kabul edilmesinin gerekeceği, mahkemece, karar tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken alacağa ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yönün bozma nedeni yapılmadığı-
TMK.’nun yürürlüğünden (01.01.2002) sonra edinilen taşınmazdan kaynaklanan katılma alacağına ilişkin davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. mad. 229) ve denkleştirmeden (TMK. mad. 230) elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. mad. 219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. mad. 231) yarısı üzerinden (TMK. mad. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. mad. 235/1) katılma alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Taşınmaz satışı eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla yapılmış olsa bile iptal ve tescile karar verilemez, bu amaçla yapılan devirlerin, tasfiyede edinilmiş mallara eklenecek değerler olarak dikkate alınabileceği-
Eklenecek değerlerden (TMK. m229) ve denkleştirmeden (TMK. m.230) elde edilecek miktarlar da dâhil olmak üzere davalı kocanın edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK m.231) yarısı üzerinden (TMK m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek hüküm kurulmasının gerekeceği-