3. HD. 28.09.2016 T. E: 13948, K: 11356-
Tüzel kişi adına çıkarılan tebligatın, tüzel kişinin adresinde Tebligat Kanunu'nun madde 12 ve 13, Tebligat Yönetmeliği madde 20-21 hükümlerinde öngörüldüğü şekilde yetkili temsilcisine yapılacağı- Dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiye davalı şirkete " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden T. Ç imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği, davalıya çıkarılan duruşma gününü içerir tebligatın " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden A. K. imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği görüldüğünden, davalıya yapılan geçerli bir tebligatın söz konusu olmadığı- Davalı tarafa usulünce tebligat yapılıp, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
3. HD. 27.09.2016 T. E: 2015/16995, K: 11294-
Kısıtlıya yapılan tebligatın sonuç doğurmayacağı- Kısıtlı olan davalının vasisine HMK. 122. vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak dava dilekçesi tebliğ edilerek davaya ilişkin savunmasının alınması gerektiği- Takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekmediği- Yokluğunda alınan haciz kararlarından ve istihkak iddiasından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlu şirketin istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden hukuki dinlenilme hakkını kullanabilmesi açısından, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için davacıya süre verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Davalıya ait dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, yapılan sorgulamada adı geçen davalının MERNİS adresinin başka bir yer olduğunun anlaşıldığı, bu durumda Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesi gereğince davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğundan ve taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Kendilerine ilanen tebligat yapılıp da dosyaya avukat aracılığı ile katılan davalılar hariç olmak üzere, usulüne uygun adres araştırması yapılmaksızın kendilerine ilanen tebligat yapılan ve hatta ilanen tebligatta adı ve soyadı yanlış yazılan davalılar bakımından gerek usul hukuku bakımından taraf teşkilinin tamamlandığı, gerekse davalıların hukuka uygun olarak savunma haklarını kullanmalarına imkan sağlandığı söylenemeyeceği-Davacıların elatmanın önlenmesi davasında aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti bakımından, davacılara veraset ilamı ibraz etmeleri için gereken sürenin verilmesi dava açma ehliyetinin bulunması halinde ve taraf teşkilinin usûlüne uygun yapılacak tebligatlarla, olmaz ise yasal prosedüre uygun olarak yapılacak adres araştırmalarından da bir sonuç elde edilemezse başvurulacak ilanen tebligatla sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu sıra cetvelinde kendisine husumet yöneltilen borçluya pay ayrılmadığından, şikayetçinin adı geçen aleyhinde şikayette bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, mahkemenin takdir hakkını duruşma yapılarak kullanması gerektiği- Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılar da yargılamaya dahil edilmesi ve onlar hakkında da hüküm kurulması gerektiği-
Usûle aykırı şekilde taraf teşkili yapılmadan ve kadastro tespitine göre sahibi olan kişiye ya da mirasçılarına davaya karşı cevap hakkı tanınmadan yargılamaya devam olunarak sonuçlandırılmasının hatalı olduğu- Hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, mahkemenin tarafları dinlemeden, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
D.çelerin değişimi aşaması tamamlanmadan ve öninceleme aşamasına geçilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme ile "kesin süre içinde kesinleşme şerhli mahkeme kararının sunulmadığı"ndan tanıma ve tenfize ilişkin davanın usulden reddine karar verilmesinin davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK. m. 27) aykırı olduğu-
Tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-