Dava dilekçesinde herhangi bir delil bildirmeyen, sonradan delil gösterilebilmesi için HMK. mad.145 'de belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacının ön inceleme aşamasından sonra bildirdiği tanıkların dinlenmesinin mümkün olmadığı-
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi gerekeceği, mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekeceği-
Mahkemece paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekeceği-
İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayandığının belirlenmesi halinde mahkemece davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması halinde işçi gerçek işverenin işyerine iade edilmesi, işe iadenin parasal sonuçlarından muvazaalı işlemin tarafı olan diğer kişi veya kurumun gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
Tapu kayıt maliklerinin davada taraf olarak yer almadıkları anlaşıldığından adı geçenlerin adres ve kimlik bilgileri nüfus ve tapu müdürlüğünden araştırılarak sağ ise kendilerinin, ölü ise mirasçılık belgesine göre tespit edilecek mirasçılarının usulüne uygun olarak davaya katılmalarının sağlanması ve taraf teşkili koşulu yerine getirildikten sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle doğan alacağın tahsiline ilişkin davada; bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içerdiğinden alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek davalı yüklenicinin yaptığı imalatlarda ayıp bulunup bulunmadığı belirlenip, ayıp var ise bunun kullanım hatasından olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Davacının hangi alt işverenler nezdinde çalıştığı,bunların daha önce sonuçlanmış dosyalarda yer alan aynı alt işverenler olup olmadığı dahi dosya arasındaki evraktan anlaşılamadığından mahkemece hizmet alım sözleşmeleri,buna bağlı olarak teknik şartnamelerin, işin yürütümü sırasında tutulan puantaj gibi her türlü işyeri kayıtlarının getirtilmesi, gerekli tüm belgeler titizlikle toplanarak incelenmesi, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 4. maddesinin, davacının yürüttüğü iş açısından alt işveren ilişkisinin kurulabilir olması açısından irdelenmes, muvazaa olgusunun tartışılması gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği-
Dava davalının yokluğunda neticelendirilmiş ise de, dava dilekçesinin davalıya usulsüz tebliğ edildiği görüldüğünden hükmün bozulması gerektiği-  Şahsın işyeri olarak belirtilen adreste bulunup bulunmadığı, <<adresten sürekli mi yoksa geçici mi ayrıldığı, adrese dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği<< belirtilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu-