Davaların, sözleşmelerde vekilinin imzaladığı arsa sahiplerinin kendilerine değil, onların adına vekillerine karşı dava açıldığı anlaşıldığından ve bir davada, dava takip yetkisi kural olarak asıla ait olduğundan, onun adına vekiline dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu; mahkemece, anılan davalarda, haklarında vekillerine karşı dava açılan ve dava dilekçesi ve diğer belgelerin tebliğ edilmediği, böylece savunma hakları da kısıtlanan arsa sahiplerine karşı dava açılması için birleşen davalarda davacı kooperatife süre verilmesi ve açılan davanın eldeki dava ile birleştirilerek işin esasına girilmesi gerektiği- Kendisine dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve savunması alınmadan hakkında karar verilen davalının savunma hakkının kısıtlanmış olduğu ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği- Birleşen davada, karşı dava açan davalıların davaları halde bu davalar hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması ve yine birleşen diğer davalarda davacı kooperatif vekili, tapu iptal ve tescil talebinin yanında yüklenici sıfat ve haklarının kooperatife ait olduğunun tespiti muarazanın giderilmesi ile müdahalenin meni istemlerinde bulunduğu halde bu talepler hakkında da bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu (HMK. mad. 297/2)
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesine dayalı olarak vasi atanması talebine-
8. HD. 09.02.2017 T. E: 859, K: 1417-
Boşanma davasında, mahkemece, taraflara kusur olarak yüklenen somut vakıalar belirtilmeksizin gerekçeli kararında, davacı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda öncelikle "tam kusurlu" olduğu belirtilmiş ve fakat daha sonra kadının facebook kayıtlarına göre "daha kusurlu olduğu kabul edilerek, gerekçede kendi içinde çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
; kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
İki haftalık bilirkişi rapruna itiraz süresi dolmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalıya kusur, maluliyet oranının tespiti ve tazminata ilişkin bilirkişi raporlarının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği- 
Davalı borçlu 02.12.2015 tarihli mazeret dilekçesi ile; avukat tutmak üzere değil, avukatının il dışında olduğundan bahisle avukatıyla görüşmek suretiyle savunmasını bildirmek veya avukatı aracılığıyla savunmasını yapmak üzere süre istediği, mahkemece HMK'nun 27. maddesindeki hukuki savunma hakkı kapsamında savunma ve delillerini bildirmek üzere süre ve imkan vermek gerekirken yanlış gerekçe ile savunma hakkını kısıtlar şekilde esastan karar verilmesinin doğru olmadığı-
8. HD. 26.01.2017 T. E: 945, K: 771-
8. HD. 26.01.2017 T. E: 918, K: 748-