6100 sayılı HMK. nın 373. maddesindeki usulün dayanağının tarafların Anayasal hukuki dinlenilme hakkının sağlanması olduğu- İlk Derece Mahkemesince, bozma kararı taraflara tebliğ edilmeden, duruşma açılmadan, bozmaya uyulup, uyulmama konusunda taraflara söz hakkı tanınmadan, bu yolda bir ara kararı oluşturulmadan, dosya üzerinden bozma kararı doğrultusunda karar verilerek tarafların hukuki dinlenilme hakkının ihlaline yol açılması hatalı olup, kararın tekrar bozulması gerekeceği-
Davalılara gönderilen tebligata ilişkin tebliğ evrakında "muhatabın nerede olduğu bilinmiyor" ibaresinin bulunması ve muhatabın hangi sebeple adresten ayrıldığının belirtilmemesi nedeniyle Tebligat Kanunu 10.madde hükümleri uygulandıktan sonra Tebligat Kanununun 21/1. maddesi gereğince tebligat çıkartılarak tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi gerekmesine rağmen doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesi ve gereğince yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkı kapsamında davalıya, usulüne uygun savunma hakkı tanınarak delillerinin toplanıp değerlendirilmesinden sonra karar verilmesi gerektiği halde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 ve 21. madde hükümlerine aykırı şekilde tebligat yapılmak suretiyle, taraf teşkili tamamlanmış gibi usulüne uygun taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekilinin bedel artırım dilekçesinin Tebligat Kanunu’na uygun olarak davalı vekiline tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği; aksinin adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkının ihlali ile bozma sebebi olduğu-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin olan davada, harcın dava değeri tasarrufa konu taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri ile takip çıkışı alacak miktarından hangisi düşük ise düşük olan tutardan ibaret olduğu- Mahkemece davacı yandan başvuru harcı ve nisbi peşin harç alınmadan davanın bitirilmesinin doğru olmadığı- Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, eksik peşin nispi karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça eldeki davaya devam etme olanağı bulunmadığı- Aksi halin kabulünde, harç kaybı yanında, istinaf ve temyiz sınırlarına göre tarafların kanun yoluna başvuru hakkının elinden alınmasına neden olacağından hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğuracağı-
Davacıların vefatından önce kredi kullanan ve bu kredi dolayısı ile davalı sigorta şirketi bünyesinde ferdi kaza sigortası yaptırmış olan murislerinin vefat ettiği, davalı sigorta şirketince rizikonun gerçekleşmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığı, kredi borcunun bir kısmının davacılarca ödenmesine rağmen kalan kısmının ödenememesi sebebi ile kredi borcuna yüksek miktarda faiz işlediği ve kendilerine ait olan aracın kredi borcuna mahsuben icra kanalı ile değerinin altında bir bedelle paraya çevrildiğinden bahisle uğradıkları munzam zararın tazmini istemi- HMK. 281/1 inci maddesinde iki haftalık bilirkişi raporuna karşı beyanlarını bildirebilmesi için öngörülen süre dolmadan savunma hakkının kısıtlanarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu Belediye'nin ............. Defterdarlığındaki payları üzerine haciz konulmuş olup, 4706 sayılı Kanun'un 5. maddesine istinaden Hazine taşınmazlarının satışından elde edilen paralardan bu Kanuna istinaden belediyeye ayrılan payların haczinin mümkün olmadığı- Şikayetçi borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu alınmasına yönelik talebin müdürlük kararı ile reddedildiğini ileri sürerek şikayet dilekçesinin sonuç kısmında müdürlük işleminin iptali ile icra vekalet ücreti ve tahsil harcının maktu olarak hesaplanmasına karar verilmesini talep ettiğinin, mahkemece anılan şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinin anlaşıldığı, o halde, mahkemece, anılan şikayet sebebi hakkında daha önce olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi sebebiyle önceki bozma ilâmı kapsamında yazılı şekilde karar verilmesi alacaklı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, HMK'nın 297/2 maddesi uyarınca borçlunun bu şikayeti hakkında bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu- Alacaklılardan ............'ın ........... tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup, buna rağmen mirasçılarından ......... ve ................ yargılamaya dahil edilmeksizin şikayetin incelenerek sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Bilirkişi raporlarının UYAP sisteminde taralı olması durumunda taraflara tebliğ edilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmadığı- Bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmesinin hukuki dinlenilme hakkının gereği olduğu- Davalı vekiline ek rapor tebliğ edilmeden rapora yönelik bilgi sahibi olma ve açıklama haklarını kısıtlar biçimde karar verilmiş olmasının yerinde görülmediği-
Bazı davalara özgü olarak (ipoteğin kaldırılması, önalım, geçit ve mecra irtifakı vs.) kanun yoluna başvurulması hâlinde davacının talepleri yanında, davalının taleplerinin de mahkemece değerlendirmeye alınması ve istinaf/temyiz sınırının buna göre belirlenmesi gerektiği- Davacının "taşınmazlar üzerindeki ipoteğin 9 ETL (Eski TL)'şer olan borç miktarını ödemeye hazır olduklarını belirterek terkinine karar verilmesini" istediği davada, her ne kadar hüküm altına alınan ipotek bedeli karar tarihindeki istinaf sınırının altında kalsa da, davalı taraf yargılama aşamasında belirlenen ipotek bedelini kabul etmediğini bildirerek ödenmeyen bedel için (Belediye rayiç bedeli olan) 309.204,00 TL’nin ödenmesine yönelik savunmada bulunduğundan, davalının bu talepleri nazara alınmadan, istinaf kanun yoluna ilişkin hüküm eksik ve hatalı değerlendirilmek suretiyle hüküm altına alınan ipotek bedeli gerekçe gösterilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil-olmadığı takdirde tazminat istemiyle açılan asıl dava ile birleştirilmesine karar verilen satış vaadi sözleşmesinin muris muvazaasına nedeniyle iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece birleşen davada davacıların hukuki dinlenilme hakkı kapsamında göstermiş oldukları delillerin toplanarak oluşan sonuç uyarınca bir karar verilip verilmediği- Davacı-birleşen davalıların annelerinin yararına yapıldığı anlaşılan sözleşmenin gerçek yönünün duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması, ispat yükü üzerinde bulunan davalı-birleşen davacıların bildirdikleri tanıkların dinlenilmesi, dava dilekçesinde yemin deliline dayandıkları gözetilerek gerektiği takdirde davanın çözümüne ilişkin vakıaların ispatı yönünden bu delilden de faydalanılması suretiyle inceleme yapılması, toplanan tüm delillerin birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi sonucunda oluşan sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece; eldeki muvazaa davasını açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılan davalı-birleşen davacıların gösterdiği tüm deliller toplanmadan, eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu- "Davalılar-birleşen davacıların muvazaa iddiasına dayalı olarak ayrıca bir dava açmalarında hukuki yararlarının bulunmadığı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Banka alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın HMK. m. 103'de düzenlenen "adli tatilde görülecek dava ve işler"den olmaması sebebiyle duruşma açılmadan adli tatil süresi içinde karar verilmesinin; HMK. m. 27'de düzenlenen "hukuki dinlenilme hakkı"nın ihlaline neden olacağı ve karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davaya konu kredi alacağına ilişkin tüm belgelerin getirtilip konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan, kredinin niteliği tespit edilip yargılamanın hangi sıfatla yürütüleceği belirlenmeden davanın kabulüne ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-