Evliliğin iptali davası yönünden mevcut Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin sağlık kurulu raporu yetersiz olup evlilik tarihi itibarıyla herhangi bir tespit içermediği, o halde davalı-davacı kadında evlilik tarihi itibariyle Türk Medeni Kanunu'nun 150/2. maddesi uyarınca davacı-davalı erkek ve altsoyunun sağlığı bakımından ağır tehlike oluşturan bir hastalık olup olmadığına dair resmi sağlık kurulu raporu alınarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği- Maddi ve manevi tazminat davasının birlikte açıldığı nazara alındığında davacı-davalı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kadının maddi tazminat davasının reddi nedeniyle nispi vekalet ücreti, kadının manevi tazminat davasının reddi nedeniyle ise maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmolunmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı-karşı davacı erkeğin maddi tazminat talebinin evlilik devam ederken edinilen kooperatif hissesinin tasfiyesiyle, işbu kooperatif hissesinin 1/2 payına isabet ettiği iddia olunan ............... TL katılma alacağının tahsiline ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesinde düzenlenen boşanmanın eki niteliğindeki maddi tazminata ilişkin olmadığı, bu taleplerin boşanmanın fer'i niteliğinde olmadığından ayrıca nispi harca tabi olduğu-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-davalı erkeğin sürekli olarak eşine fiziksel şiddet uyguladığının, birlik görevlerini yerine getirmediğinin, kadının da birlik görevlerini yerine getirmediğinin, erkeğin ailesini istemediğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkek ağır kusurlu olup, gerçekleşen bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, boşanma sonucu kadının eşin maddi desteğinden yoksun kalacağı, kadın yararına TMK m.174/1-2. koşullarının oluştuğu-
2. HD. 12.02.2019 T. E: 2018/8135, K: 904-
2. HD. 12.02.2019 T. E: 2017/2819, K: 951-
2. HD. 12.02.2019 T. E: 2018/7316, K: 936-
2. HD. 12.02.2019 T. E: 2017/2811, K: 953-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin eşine ve eşinin kızına başka erkeklerle birlikte olduklarının ve iki kişi ile yakaladığı yönünde namus ve haysiyetlerine yönelik söylemlerde bulunduğu ortak konuttan kovduğunun, davalı kadının ise kızı ile birlikte eşine fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu olduğuna ilişkin ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu- Boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadının boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacağı, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşullarının kadın yararına oluştuğu-
Mahkemece baba ile velayeti anneye bırakılan ortak çocuk arasında "Aynı şehir", "Ayrı şehir" ayırımı esas tutularak kişisel ilişki düzenlemesinin doğru bulunmadığı, günümüzdeki ulaşım araçlarının kolaylığı da dikkate alındığında kişisel ilişki tesisinde taraflar ayrıca talep etmedikleri takdirde aynı yer, ayrı yer ayrımı yapılmasının doğru olmadığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Boşanma davasında "hiçbir şekilde talebim yoktur" açıklamasının, tazminat isteğinden feragat niteliğinde olmadığı- Bu beyanının feragat kabul edilebilmesi için hangi haktan vazgeçildiğinin açıkça belirtilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin sarsılmasında, hakaret eden ve fiziksel şiddet uygulayan davalının kusuru, kesinleşmiş mahkeme hükmü ile sabit olduğuna göre davacı yararına, kusurun ağırlığı tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedileceği-