İhtiyaçlarını gidermek amacıyla kadına para vermeme halinde ''ekonomik şiddet'' uygulandığının kabul edileceği- Ekonomik şiddet halinde kadının kişilik haklarının zedelendiği kabul edilerek manevi tazminata hükmedileceği-
Boşanma kararının sadece "kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar" yönünden temyize konu edildiği, Özel Daire tarafından da temyiz edilen yönlere hasren bozma kararı verildiği anlaşıldığından somut olayda "boşanma kararı"nın kesinleştiği- Boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki bir tarihte beliren ve davacının temyiz aşamasında ileri sürdüğü "sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma" vakıasının değerlendirilmesinin ve hükme esas alınmasının bu davada olanaklı olmadığı- Davalı erkeğin, aile birliğini ekonomik yönden sarsacak şekilde borçlandığı, bu şekilde birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davacı kadının eşinin birine kefil olması sonucunda borçlanma hadisesini her fırsatta gündeme getirip tartışma çıkardığı, en son müşterek evden ayrılarak ablasının yanına gittiği ve geri dönmediği, bunun üzerine davalının davacının özel bir takım eşyalarını ablasına götürdüğü, anne yanında bulunan ortak çocuğun da okuluna devam etmesi amacıyla babasıyla birlikte müşterek haneye döndüğü, tarafların bu şekilde ayrıldığı belirlendiğinden tarafların eşit kusurlu olduğu, tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
Davacı tanık beyanlarına göre ve mahkemenin de kabul ettiği üzere erkeğin aile birliğini ekonomik açıdan sıkıntıya sokan harcamalar yaptığı, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediğinin, ancak erkeğin bu kusurlu davranışının dışında boşanma davasının açılmasının gündeme gelmesiyle birlikte eşine ve eşinin ailesine yönelik olarak "sizi süründüreceğim" şeklinde sözler sarf ettiğinin, bu haliyle boşanmaya neden olan olaylarda davalının ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı, davalı erkeğin bu şekildeki sözleri ile davacı kadının kişilik haklarının zedelendiğinin belirgin olduğu-
Kadının telefon kayıtlarına göre başka erkeklerle mutad sayıdan fazla telefonla görüşmeler yapmasının güven sarsıcı davranış olduğu- Velayetin kamu düzenine ilişkin olup re'sen araştırma ilkesine tabi olduğu- Velayet düzenlemesinde çocuğun yararına üstünlük tanınacağı-
Feragat üzerine retle sonuçlanan ilk davayı açan, fiili ayrılığa sebep olan ve boşanma sebebi yaratan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu; buna rağmen boşanmaya ilişkin kararda tarafların kusuruna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı ve bu nedenle davalı erkeğe bir kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle davacı kadının maddi tazminat talebinin red edilemeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı yararına takdir edilen maddi tazminat miktarının az olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında takdir edilen maddi ve manevi tazminatın çok olduğu, daha uygun miktarda tayin edilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı kadının istinaf kanun yoluna başvurmadığının, ilk derece mahkemesince yüklenen "Hakaret, aşırı kıskanç tavırlar sergilediği ve eşine eski sevgilim M. gibi sarılıyorsun" kusurlarını kabul ettiğinin anlaşıldığı, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına terk ihtarı gönderdiği, kadının kusursuz olduğu yönündeki belirlemesi ve yine tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek kendi içinde çelişki oluşturması doğru olmadığı gibi; ilk derece mahkemesince erkeğe yüklenen "Eşi ile yaşamak istemediği, eşiyle birlikte yatmak istemediği, ayrı yattığı, eşini dövdüğü" kusurlarının duyuma dayalı olup kanıtlanamadığı, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışın aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, Türk Medeni Kanıınu'nun 174/1-2. maddesi koşullarının erkek yararına oluştuğu- Davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup yararına TMK'nın 175. madde koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği-
2. HD. 27.02.2019 T. E: 2017/3709, K: 1838-
2. HD. 27.02.2019 T. E: 903, K: 1735-