Boşanmada manevi tazminatın amacının; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamak olduğu, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerektiği-
Davalı tarafın emekli olduğu, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu bu nedenle davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Somut olayda, tarafların anlaşmalı olarak boşandığı fakat karar kesinleşmeden, davacı kadının eşinin kendisini aldatması sebebine dayanarak, davalı-davacı kocadan manevi tazminat talep ettiği, bu talebin ise boşanmanın eki niteliğinde olmadığından nispi harca tabi olduğu-
Davacı-davalının maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacağı esasında bir para alacağı olduğuna göre, para alacakları hakkında bu istemleri için ihtiyati tedbir değil, İcra ve İflas Kanununun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz isteyebileceği-
Manevi tazminat miktarı belirlenirken, kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; diğer tarafdan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunun göz önünde bulundurulmasının zorunlu olduğu-
Davacı-davalının ağır kusurlu olduğu belirtildiğinden, kadın lehine maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Müşterek çocuğun anneye teslim edildiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakası tayin edilmesi gerektiği- Boşanma kararıyla birlikte ve boşanma sebebiyle hükmedilen maddi ve manevi tazminat, boşanma kararının kesinleşmesiyle muacceliyet kazanacağından, faize de bu tarihten itibaren hükmedilmesi gerekeceği- Davacıya ait ziynet eşyalarının ise davalıya geri istenmemek üzere verildiğini yine davalının ispat etmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın fazla olduğu-
Davacının, boşanma davasında boşanma sebebi olarak gösterdiği olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı-