Taşınmazın, 1974 yılında yapılan tapulama çalışması sırasında ham toprak niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği, 2886 s. K. mad. 45 uyarınca davacı tarafından ..1994 tarihinde satın alındığı, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda orman sayılan yerlerden olduğundan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın 2010 tarihinde kesinleştiği, oluşan zararın tapu kaydının iptalinden kaynaklandığı, eldeki davanın ise ..2012 tarihinde açıdığı anlaşılmakla, arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu ile değer belirlenerek tapu iptal kararının kesinleştiği tarih esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK. mad. 1007 gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinin isabeti olduğu- Hazinenin harçtan muaf olduğu-
Duruşma günü ve saatini bildiren tensip tutanağının usulüne uygun şekilde davacı ve davalı tarafa tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması, dosyada yeterli avans bulunmuyorsa HMK. mad. 120 gereğince bunun tamamlatılması davacıya bildirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, yargılama oturumunda davacı tarafça ikmal edilmesi istenen toplam 1.131,00 TL'nin, HMK mad. 120 gereğince dava şartı olan gider avansı değil, HMK mad. 324 uyarınca ifade edilen delil ikame avansı olup, eksik masrafın kesin sürede ikmal edilmediği takdirde davanın usulden reddedileceğinin ihtarı bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı-
Terditli olarak tapu iptali ve tescil isteği ile TMK'nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteği- Islah edilen dava değeri üzerinden ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip harç tamamlanırsa ıslah edilen miktar üzerinden, aksi takdirde dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden hüküm kurulması gerektiği-
Görülmekte olan davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihi itibariyle davanın dilekçeler aşamasının tamamlandığı ve tahkikat safhasına geçildiği, mahkemece 15.11.2011 tarihli celsede gider avansının yatırılması için kesin süre verildiği- Gider avanslarının, dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılmasının gerektiği, dilekçeler aşamasının tamamlanmış bulunması ve HMK’nın 448. maddesinin açık hükmü karşısında, davacı yönünden HMK’nın  120. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı- 1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin "delil avansı" olarak kabul edilerek HMK'nın 324. maddesinin uygulanacağı-
Orman Yönetiminden harç alınmasının hatalı olduğu-
Davacı, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında dilekçe verip başvuru ve peşin harcı yatırdığına göre yasal düzenlemeler uyarınca adı geçen davalı hakkında usulüne uygun şekilde açılmış bir davanın olduğunun kabulü gerekeceği, bu yön gözetilmeksizin HMK 124 vd maddelerindeki koşulların oluşmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Söz konusu bankanın, davacı olarak yer aldığı 5411 sayılı Kanunun Geçici 13 üncü maddesi kapsamında kalmayan eldeki işçinin haksız fiilinden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin davada harçtan muaf olmadığı, davacı ......... Bankası'nın eldeki davada harçtan muaf olmadığı anlaşılmakla, davanın açılışı sırasında peşin alınması gereken başvuru harcının hiç ödenmediği görülmekle, Harçlar Kanunu’nun 27/3 ve 32/1 fıkraları uyarınca davacıya süre verilerek başvuru harcının eksiksiz yatırılmasının sağlanması, verilen süre içerisinde harcın yatırılması durumunda yargılamaya devam olunması, aksi hâlde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği- Dava açılmadan önce vefat eden davalı ........’in diğer mirasçılarına dava dilekçesinin tebliği ile sunmaları hâlinde cevap dilekçesi ve eklerinin dosya arasına alınarak eldeki davada taraf teşkilinin de sağlanması gerekeceği-
Talep edilen toplam alacak tutarı üzerinden alınması gereken nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü oranındaki peşin kısmının mahkemece Harçlar Kanunu'nun 30-32. maddelerindeki usul uygulanarak tamamlatılmadıkça davanın esasına girilemeyeceği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacı vekili dava dilekçesi ve diğer aşamalardaki dilekçeleri uyarınca, davacı tarafça mahkemeden tespit ettirilen eşyaların değerinin yarısı üzerinden talepte bulunulduğu halde, mahkemece eşyaların değerinin tamamı üzerinden hüküm kurulmak suretiyle talepten fazlasına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 120. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı- Davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri ile ilgili olarak keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-