Tazminat (faiz alacağı) miktarından bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması- İndirim oranının ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat tutarı üzerinden mi yoksa bilirkişi raporunda belirlenen toplam tazminat tutarı üzerinden mi yapılması gerektiği-Mahkemece, öncelikle zararın belirlenmesi ve daha sonra belirlenen tazminat miktarı üzerinden indirim yapılması gerektiği, zira hâkimin zararın gerçek miktarını göz önünde bulundurmak suretiyle tazminatı belirlemekte olduğu- Dosya kapsamında alınan bilirkişi ek raporuyla davacının yoksun kaldığı faiz alacağı belirlenmiş, fakat davacı dava değerini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle önceki tarihli dilekçesi ile ıslah etmiş olup davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan; tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği-
6292 s. K. m. 7'de öngörülen "bedelsiz iade", olmadığı taktirde "tazminat" istemli ve terditli olarak açılan davaların klasik tapu iptali ve tescil davaları niteliğinde olmadığı- Çekişmeli taşınmazlar yönünden bedelsiz iade koşullarının mevcut olup olmadığının değerlendirildiği bu davaların tespit davası niteliğinde olduğu ve madde metninde açıkça "bedelsiz iade" denildiğinden, artık 492 s. K. m. 16 anlamında para ile ölçülebilen bir değer esasından bahsedilemeyeceği ve bu davaların maktu harca tabî olduğunun kabulü gerektiği- "Davanın mülkiyetin el değiştirmesine dayalı tapu iptali tescil davası olup nispi harca tabî olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerektiği- Gider avansı dava şartı iken delil ikamesi avansının dava şartı olarak nitelendirilemeyeceği, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmamasının, davanın dava şartı yokluğundan reddine neden olamayacağı, tarafın, belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılacağı- Bilirkişi ücretinin delil avansı niteliğinde bulunduğu, davada ispat yükü üzerinde olan davacıya süre verilerek davacı tarafından süresinde yatırılmaması halinde davacının o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği gözetilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği, bilirkişi ücretinin gider avansı olarak kabul edilip davayı takip eden davalılara yüklenmesi ile süresinde yatırılmamasının sonucu olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonrasında da yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olduğu-
7. HD. 04.11.2024 T. E: 4223, K: 4840
Mahkemece .............. tarihli celsenin 1 no.lu ara kararı ile "Davacı vekiline 250,00 TL gider avansını dosyamıza yatırması hususunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtaratın UYAP üzerinden öğrenilmesine,” karar verilmişse de, taraflara ne şekilde tebligat yapılacağı 6100 sayılı Kanun ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda düzenlenmiş olup, tebligatların UYAP üzerinden öğrenilmesine dair bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, mahkemece gider avansının, verilen kesin sürede ödenmemesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bu nedenle bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin ileride haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere şimdilik Hazine'den karşılanarak davacıya usulüne uygun tebligat ve ihtar yapılarak gider avansının yatırılmasını istemekten ibaret olduğu-
Gider ve delil avansının HMK'nın 120/2 ve 3. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre gider avansının tamamlatılması için ilgili tarafa verilecek sürenin iki hafta olduğu- Gider avansının, dosyaya değil, mahkeme veznesine yatırılması gerekeceği-
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar davalarını açarken sadece .............. adına başvurma ve peşin harç yatırmış olup, mahkemece davacılardan her birinin şirketteki pay durumlarının tespitini ve eski hale getirilmesini ayrı ayrı talep ve dava ettikleri dikkate alınarak, 492 sayılı Kanun uyarınca davacılara kendi davaları yönünden ayrı ayrı başvurma ve karar harcı yatırmak üzere mehil verilmesi, verilen mehil içinde harcın yatırılması halinde işin esasına girilmesiyle yapılacak incelemenin sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Neticeten asıl ve karşı davadaki talepler aynı bağımsız bölümün mülkiyet hakkına ilişkin olmakla, her iki davadaki maddi ve hukuki olguların birlikte değerlendirilmesi ve asıl davada ileri sürülen el atmanın önlenmesi talebi hakkında 6100 sayılı HMK'nın 297 nci maddesine uygun şekilde gerekçelendirilerek karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeden yazılı şekilde asıl davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece yapılması gereken işin, asıl davadaki el atmanın önlenmesi talebi bakımından 24/06/2013 tarihli bilirkişi ek raporu ile belirlenen 150.000,00 TL taşınmaz değeri üzerinden hesaplanan (150.000,00 TL X 68,31 / 4 = ) 2.562,00 TL nispi peşin harçtan dava açılışında yatırılan 22,30 TL harcın mahsubu neticesinde yatırılması gereken 2.539,70 TL bakiye harcın Harçlar Kanunu'nun 30 ncu maddesi gereğince tamamlatılması (tamamlanmadığı taktirde aynı Kanunun 32 ve HMK'nın 150 nci maddeleri gereğince işlem yapılması); harç noksanlığı davacı yanca tamamlandığı taktirde asıl davanın esasının incelenmesine geçilerek, taraf iddia ve savunmaları ile karşı davada gerçekleşen maddi ve hukuki olgular gözetilmek suretiyle asıl davadaki el atmanın önlenmesi talebi bakımından sonucuna uygun ve gerekçe ihtiva eden karar verilmesinden ibaret olduğu-
Takibin hangi tarihte düştüğü tespit edilerek, şayet takip düşmeden önce alacaklı tarafından taşınmazlardan sadece birisi bakımından İİK.nun 150/c maddesi gereğince konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi halinde alacağın tamamen tahsil edildiği karine olarak kabul edilip tahsil harcının alınması gerekeceği- Fakat, takip düştükten sonra 150/c şerhinin kaldırılmasının talep edilmesi halinde tahsil harcı alınmaması gerektiği-
Harç ikmali hususunda HMK 120/2 maddesi gereğince 2 hafta kesin süre verilip ihtarat yapılmasına rağmen, süresi içerisinde harç ikmal edilmediği anlaşıldığından HMK 120/2 ve 150, Harçlar Kanunu 32. maddeleri gereğince "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-