Terekenin tasfiyesi istenmesine ilişkin açılan davada, mahkemece, davanın mirasın tasfiyesi olmayıp TMK. mad. 617'ye dayalı "reddin iptali" olarak nitenlendirilerek mirasın reddinin iptali davalarının HMK. mad. 4'te sayılan dava ve işlerden olmadığı ve bu konuda özel bir düzenleme de bulunmadığı, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği- Murisin ölümüyle ortaya çıkan terekeyi en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddildiği ve reddedilen miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye olacağından, davacı şirketin talebinin TMK.mad. 612 ve 636 uyarınca terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi olarak nitenlendirilerek bu madde uyarınca gerekli inceleme ve araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Mirası reddinin iptali istemiyle açılan davada, mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerektiği- TMK. mad. 610/2'de zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden mirasın reddinin iptali davasını açmak için herhangi bir sürenin olmadığı- Davalı mirasçıların terekeyi sahiplendiklerinin ileri sürülmesi nedeniyle davalıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, TMK. mad. 610/2 uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, TMK. mad. 617'deki 6 aylık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- 
Mirası reddin iptali istemine ilişkin açılan davada, talep hakkında karar verilebilmesi için murisin ölüm anında ödemeden aczinin tespit edilmesi gerekir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihi itibariyle terekesinin aktif ve pasifini belirlemek suretiyle olacağından, murisin tüm taşınır ve taşınmaz mallarının ilgili yerlerden sorularak belirlenmesi malvarlığı değerlerinin tespit edilmesi murisin borcunu karşılayabilecek yeterlilikte olup olmadığının bilinmesi muris tarafından reddeden mirasçılara kazandırma yapılmış olduğunun belirlenmesinin gerektiği- Mirasçının, murisin ölümünden evvelki beş yıl içinde muristen sağlar arası tasarrufla almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü oldukları değerler de belirlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği- 
Mirasın reddinin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada, mirasın reddi durumunda murisin borçları nedeniyle mirasçılarına TMK. mad. 618'in uygulunabilmesi için murisin ödemeden aciz olduğunun ve murisin ölümünden önceki beş yıl içinde mirasçılarına herhangi bir kazandırmada bulunduğunun tespiti gerektiği- TMK. mad. 618 kapsamında murisin alacaklılarının açmış olduğu mirasın reddinin iptali davasında, TMK. mad. 617 belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı bulunmadığından davanın reddi yönünde verilen kararın isabetsiz olduğu- 
Davanın, mirasın reddinin iptali istemine ilişkin olduğu- İsteğin, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan reddin iptali isteğine ilişkin olup, TMK'nun 617. maddesine dayandığı- Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceği- Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerektiği(TMK. m. 617)- Onun için herşeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesinin zorunlu olduğu- İcra takibinin uzun süre devam etmesinin, tek başına acze delalet etmeyeceği- Zira aczin ne suretle gerçekleştiği İcra İflas Kanununda gösterildiği (İİK. m. 105 ve 143).- Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında aciz vesikası alınmadığına göre, mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve malvarlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar vermek kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabileceği- Reddin iptali davasının açılabilmesi için, mirasçının kendisi hakkında ödemeden aciz belgesi alınmasına gerek bulunmayıp, ödememe tehlikesinin yeterli olduğu- Reddin iptaline karar verilirse, mirasın resmen tasfiye edileceği bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçıların miras payları resmen tasfiyesiyle diğer mirasçıların haklarının korunacağı-
TMK'nın 617. maddesi uyarınca borcunu ödemeyen, güvence vermeyen ve malvarlığı kendi borcunu ödemeye yetmeyen, alacaklılarına zarar vermek kastıyla mirası reddeden mirasçının alacaklıları veya iflas masası ret tarihinden itibaren 6 ay içinde reddin iptali davası açabileceği- Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edileceği, bir ya da birkaç mirasçının reddinin iptaline karar verilirse ilgili mirasçılarınmiras payları resmen tasfiye edileceği, Sulh hakiminin, reddeden mirasçıların yerine kayyım atayacağı- Somut uyuşmazlıkta, davacı alacaklı olduğu davalının mirası reddetmesi nedeniyle TMK'nın 617. maddesine dayanarak mirasın reddinin iptalini istediği-. Mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde özel yetki bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği- Mirasın reddinin iptalinin hangi hallerde yapılacağı TMK'nın 617 ve 610/2 maddelerinde düzenlendiği, anılan maddeler uyarınca mirasın reddinin iptali nedenleri arasında, mirası reddeden vekilin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunup bulunmadığının sayılmadığı- Davacı TMK'nın 617. maddesine dayanarak istemde bulunduğundan davalının kötüniyetinden sözedebilmek için malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerektiği- Bu nedenle, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında Eşme İcra Dairesinin 2012/340 sayılı dosyasında yürütülen takip nedeniyle "aciz vesikası" alınmamış olduğuna göre mahkemece, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmaması halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği- Birden çok mirasçının varlığı halinde, reddin iptaline karar verilmesi durumunda, TMK'nın 617/2 maddesi gereğince reddi iptal edilen mirasçının miras payının resmi tasfiyeye tabi olacağı gözetilmeden "mirası kabul etmiş sayılmasına" karar verilmesinin de doğru olmadığı-
Mirasın reddinin iptali istemine ilişkin açılan davada, HMK. mad. 150 dikkate alındığında davacı Hazine vekiline duruşma günü ve saatini bildirir usulüne uygun şekilde tebligat yapılmadığı anlaşıldığından dosyanın işlemden kaldırılması ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
Murisin alacaklıları tarafından TMK'nın 617. maddesine dayanılarak mirasın reddinin iptali davası açılamayacağı- Ayrıca TMK'nın 610/2 maddesi gereğince de "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabileceği- Mirasçının borcundan dolayı alacaklının mirasın reddinin iptali davası açabilmesi için murisin terekesinin borca batık olmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Murisin alacaklılarının korunması için olması gerekli koşullar; miras açılmış olması, ödemeden aciz bir muris bulunması, miras süresinde reddedilmesi, reddenen mirasçıya kazandırma yapılmış olması, mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalı tüm mirasçılara yöneltilmesi olduğundan, bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi olmadığı- Kanun koyucu mirası reddin iptali için altı aylık hak düşürücü süreyi mirasçıların alacaklarının korunması için koyduğu (TMK. mad. 617)- Mirasın reddinin iptali isteğine ilişkin açılan davada, murisin alacaklılarının korunması için yukarıda açıklanan koşullar doğrultusunda araştırma yapılarak ve bu konuda tarafların gösterecekleri deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-