TMK m. 618 uyarınca açılan davada TMK m. 617 hükmündeki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı-
Terekenin defterinin tutularak tespiti sonucunda, mirasçılar mirasın reddi veya kabulü konusunda karar verebileceklerinden, TMK'nın 625. maddesi gereğince resmi defter tutulması devam ettiği sürece, miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamayacağı- Bu durumda takip, defter tutulması sona erip, mirasçılara tutulan defter gereğince mirası kabul veya reddetmeleri için TMK'nın 626 ve 627. maddeleri gereğince, verilecek bir aylık süre sonuna kadar erteleneceği- Bu hususun mirasçı borçlular tarafından İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği- TMK’nın 617. maddesinin, madde başlığından da anlaşılacağı üzere mirasçıların kendi borçlarından dolayı kendi alacaklılarını zarar uğratmak kastı ile mirasın reddi halinde alacaklısına tanınan haklara ilişkin bir düzenleme olup, murisin borcu nedeniyle mirasçıların mirası reddi halinde murisin alacaklıları yönünden bir düzenleme içermediği-
Murisin alacaklılarının korunması için; mirasın açılmış olması, ödemeden aciz bir murisin bulunması, mirasın süresinde reddedilmesi ve reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olması gerektiği, mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptalinin; tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği ve bu konuda açılacak davanın herhangi bir süreye tabi olmadığı- Mirasbırakanın ödemeden aczi, açıkça belli olabileceği gibi, resmen de tespit edilebileceği, mirasbırakanın ödemeden aczinin her türlü delille ispatlanabileceği ve ispat yükünün davacıda olduğu- TMK'nin 618. maddesi kapsamında; murisin alacaklılarının açmış olduğu, mirasın reddinin iptali davasında, aynı kanunun 617. maddesinde belirtilen altı aylık hak düşürücü sürenin uygulanma olanağının bulunmadığı- Davacının, murisin eski eşi olup; tarafların boşanmalarının, eldeki davanın davacısı lehine, 5.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmekle sonuçlandığı ve muris aleyhine, işlemiş faiziyle birlikte toplam 5.164,00 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibinin başlatıldığı, murisin mirasçılık belgesinde ismi geçen mirasçılarının tamamının, hasımsız olarak mirasın gerçek reddini talep ettiği ve mirasın reddine karar verilerek hükmün 30.10.2013 tarihinde kesinleştiği; davacının alacaklısının, murisin mirasçısı olmayıp, murisin kendisi olduğundan bu dava türünde; TMK'nin 617/1 maddesinde açıklanan hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddinin doğru görülmeyip, hükmün bozulması gerektiği-
Somut olayda her ne kadar bozma ilamında davacının dava dilekçesinde açıkça İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanmış olmasından ve davacı vekilinin talebi doğrultusunda araştırma yapılması gerektiğinden bahsedilmiş ise de bir davada hakimin hukuki nitelendirme ile bağlı olmaması ilkesi gereği dosya kapsamında anlatılan olay örgüsünden davada tasarrufun iptalinin özel bir hali olan "Mirasın reddi" kurumunun uygulanması gerektiği-
Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının, alacaklılarına zarar vermek kastıyla mirası reddetmesi halinde, alacaklıları veya iflas idaresinin kendilerine yeterli güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak 6 ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilecekleri-
Somut olayda, davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça İcra İflas Kanununun .. ve devamı maddelerine dayanmış olmakla, davacı vekilinin talebi doğrultusunda bir araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın TMK ... maddesine göre mirasın reddinin iptali davası olarak nitelendirilerek karar verilmesinin doğru olmadığı- 
Açılmamış mirasta, miras payının devri sözleşmesinde beklenen bir haktan vazgeçme söz konusu iken, mirasın reddinde somut, güncel bir haktan vazgeçme söz konusu olduğundan mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile miras payının devri sözleşmesinin iptaline uygulanamayacağı- Miras payının devri sözleşmesi iptalinin ancak sözleşme taraflarınca istenebileceği-
Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufunun, diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
Murisin alacaklılarının korunması için, miras açılmış olması, ödemeden aciz bir murisin bulunması ve mirasın süresinde reddedilmesi, ayrıca reddenen mirasçıya kazandırma yapılmış olması ve mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davasının tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği- Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi olmadığı, mirası reddinin iptali için altı aylık hak düşürücü sürenin mirasçıların alacaklarının korunması için konulmuş olduğu-
Mirasın reddinin iptali isteğine ilişkin açılan davada, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğundan, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması, yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği-