Mirasın reddi; mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesine yazılı ya da sözlü beyanla kayıtsız şartsız yapılması gerekeceği, mirasın reddine karşı da reddeden mirasçının alacaklılarının redde itiraz davalarını ‘ret tarihinden’ itibaren (6) ay içerisinde açmaları, bu sürenin geçirilmesinden sonra açılan davanın reddi gerekeceği-
Mirasçılık ve mirasın geçişinin, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceği, "davayı tüm sonuçları ile birlikte kabul ettiğini” beyan eden davacının bu beyanının dikkate alınarak hüküm kurulması gerekeceği-
Miras en yakın mirasçılar tarafından reddedildiğinde, Sulh Hukuk Mahkemesince süreye ve isteğe bağlı olmaksızın resmen tasfiye edilecek, borçlar ödendikten sonra kalan artı bir değer varsa bunun Devlete kalmayacağı, sanki mirası hiç reddetmemişler gibi kanuni mirasçılara verileceği-
Mirasçılık ve mirasın geçişinin miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlerine göre belirleneceği, miras bırakan 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002' den sonra 23.11.2002'de öldüğü, miras bırakanın ölümünden önce yürürlüğe giren Medeni Kanunun 538. maddesi el yazılı vasiyetnamede tanzim yerini 743 Sayılı Medeni Kanunun 485.maddesinden farklı düzenlendiği, tanzim yerini geçerlilik şartları arasından çıkartmış olduğu, mahkemece vasiyetnamenin bu gerekçe ile iptaline karar verilmesinin isabetsiz olacağı-
“Verasetin (mirqaçılığın) sübutuna” ilişkin dava hasımsız olarak açılacağı ve verilen kararlar aleyhine kanun yollarına başvurulsa da kesin hüküm oluşturmadıklarından açılacak bir iptal davası ile değiştirilip ortadan kaldırılabileceği, çekişmesiz yargıda hâkim tarafların talepleri ile bağlı olmadığından, kendiliğinden araştırma ilkesi uyarınca davacının bozma kararına uyulması talebi ile de bağlı olmayacağı- Mirasçı 1934 yılında Antakya nüfusuna kayıtlı olarak öldüğünden, uygulanacak miras hukukunun, feraiz hükümleri esas alınarak belirlenmesi gerekeceği-
Yetki belgesine dayanılarak açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemli davada; davacı yanında her türlü delile başvurma yetkisi bulunan mahkemenin, gerekli araştırma ve soruşturmayı yaparak oluşan duruma göre karar vermesi gerekeceği-
Mirasçılık belgesi ile ilgili davalarda mirasçılık nüfus kayıtlarının, tapu kayıtları, tanıklar gibi her türlü delille kanıtlanabileceği-
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağının (MK.564) araştırılması, bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Tenkis hesabı yapılırken; miras bırakanın taşınmazları alırken verdiği bedellerin (paraların) mirasın açıldığı tarihte ulaştığı değerler, paranın satın alma gücündeki değişimlerin usulünce belirli kırıterler dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak, -gerektiğinde uzman bilirkişilerden denetime elverişli rapor alınarak, -değerin belirlenip, bu yolla belirlenen değerin tenkisine karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakanın, eldeki dosyadan tefrik edilen 2004/114 esas-209 karar sayılı dosya davalısı olan oğlu M. ile son yıllarda birlikte oturduğu, köyde bulunan çekişmeli taşınmazların davalılar tarafından tasarruf edildiği, taşınmazların keşfen saptanan değerleri ile satış bedelleri arasında aşırı oransızlık bulunduğu, muris K.’in birbirine yakın ve aynı tarihlerde taşınmazlarının en değerli olanlarını satması için geçerli bir neden bulunmadığı davalıların taşınmazların bedellerini ödedikleri yolundaki savunmalarının geçerli bir kanıta dayalı olmadığının görüldüğü-