Davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olup, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olup, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerlerinin ayrı ayrı tespit edileceği-
Beş adet bağımsız bölümle ilgili ortaklığın satış suretiyle giderilmesi isteğine ilişkin davada, her bir bağımsız bölüm için ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekeceği-
Vaat borçlusu ve mirasçıları, davanın açıldığı tarihte taşınmazın maliki olmadığından, aynen ifa imkansızlığı nedeniyle müspet zararı isteyebilecekleri- Mahkemece; ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle, taşınmazın rayiç değerinin bilirkişi marifetiyle tespiti ile belirlenen rayiç bedele hükmedilmesi gerektiği, hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken uygulanan denkleştirici adalet kuralına göre hesaplanan miktara hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Mirasçıları, murisin borçlarından şahsen (TMK 699) ve müteselsil olarak (TMK 641. md) sorumlu olduklarından, mahkemece hükmedilecek alacak miktarının tamamından davalı mirasçıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği, miras hisselerine düşen miktarın hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Taşınmazın üzerindeki haciz şerhleriyle birlikte satışına karar verilmesi gerekirken, hacizle yükümlü olmaksızın satılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yöntemine uygun olarak taraf teşkili sağlanmadan, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat konusunda uyuşmazlık bulunuyor ise, muhdesatla ilgili hak iddia eden paydaşlara görevli mahkemede dava açmak üzere süre verilerek, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde, sonucunun beklenmesi ve aidiyetin hükmen tespiti halinde satış bedelinin oran kurularak dağıtılmasına karar verilmesi, dava açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilerek sonuçlandırılması gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi davasında taşınmaz üzerinde bulunan muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılacağı-