İşyerinin açık olmasına rağmen, mallarının başka dosyalardan dolayı hacizli olması nedeniyle faal bulunmaması durumu ticareti terk anlamına gelmeyeceği-
Mahkeme kararının, Anayasa'nın 141., CMK'nun 34, 230 ve 289/I-g maddeleri uyarınca Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olmamasının, verilen kararın bozulmasına neden olacağı–
"Ticareti terk etmek suçu"nun oluşabilmesi için, 'şirketin fiilen ticareti terk etmesi' ve 'İİK'nun 44. maddesinde belirtildiği şekilde bu durumun onbeş gün içinde ticaret siciline bildirilmemiş olması' gerektiği–
"Ticareti terk etmek" suçunun oluştuğunun kabul edilebilmesi için, 'sanığın yetkilisi olduğu şirketin gerçekten ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yapılması' ve 'vergi dairesinden de ayrıca şirketin durumunun sorulması' gerektiği–
Şikâyetin süresinde yapılıp yapılmadığının saptanabilmesi için, öncelikle ticaretin terk edilip edilmediğinin belirlenmesinin gerekeceği-
Borçlu-sanığın "tüzel kişi" olması halinde, davanın İİK. 345 uyarınca, sanık olarak tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişilerin gösterilerek, bu kişilere karşı (bu kişilerin ad ve soyadları belirtilerek) açılması gerekeceği böyle yapılmayıp "tüzel kişi yetkilileri" ya da "tüzel kişilik" hakkında şikayette bulunamayacağı, aksi taktirde mahkemece "davanın reddine" şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
İİK. 337a maddesinde düzenlenmiş suçtan dolayı İİK. 347 uyarınca üç ay (ve en geç bir yıl) içinde şikayette bulunulması gerekeceği- Şirketin adresine hacze gidildiğinde, "adresin boş olduğu"nun görülmesiyle suçun işlendiğinin öğrenilmiş olacağı–