Sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesince gerçekleştirilen resen terkin işlemi, şikayet tarihinden sonra olmasına rağmen, şikayet tarihinden önce ticaretin usulsüz terk edildiği hususunun haciz tutanağı ve zabıta araştırmasıyla anlaşıldığından, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin kayıtlı olduğu Vergi Dairesi’nin yazısı ile 03/12/1985 tarihinde resen terk işleminin yapıldığının anlaşılmasına rağmen, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süreler geçtikten sonra şikayette bulunması nedeniyle sanık hakkında "Ticareti Usulsüz Terk Etmek” suçu nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi gerektiği-
Sanıklar müdafiinin temyiz dilekçesinde Sanıkların "İİK. mad. 337/a uyarınca cezalandırıldıklarını" beyan etmesi karşısında, anılan dosya incelenip kesinleşme şerhi de dava dosyasına alınarak, aynı ticari işletme ile ilgili olması durumunda 5271 sayılı CMK’nın 223/7 maddesi gereğince temyize konu bu davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Sanığın, borçları nedeniyle ticari faaliyetine devam etmediği yönündeki tevil yollu ikrarı nedeniyle atılı suçun unsurlarının oluştuğu-
12. HD. 01.04.2019 T. E: 1622, K: 5172-
Borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği kesin olarak tespit edilmeden, yeni bir temsilci atanıncaya kadar sanığın terk bildirimi hususundaki yetkisinin devam edeceği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu şirketin ticari faaliyetinin devam edip etmediğinin tespiti açısından şikayet tarihini kapsar şekilde en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip, mükellefiyetinin devam ettiğinin ve adresin farklı olduğunun bildirilmesi halinde bu adreste zabıta araştırması yaptırılarak delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği-
İİK. mad. 337/a uyarınca, eylemden dolayı şikayetçinin zarar gördüğünün anlaşılması karşısında; sanığın yetkilisi olduğu şirketin sicile kayıtlı adresinde yapılan zabıta araştırmasında şirketin faaliyetinin devam ettiği, kayıtlı olduğu vergi dairesince ise yoklamalarda yerinde olmaması nedeniyle re'sen terk çalışmalarına başlandığı beyanları arasında çelişki bulunduğundan; borçlu şirketin kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden şikayet tarihi itibariyle en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ticareti terk suçu aynı ticari işletme için bir kez işlenebilen bir suç olduğundan, mağdur sayısının fazlalığının temel cezanın tayini sırasında dikkate alınsa dahi aynı nev’iden fikri içtima hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığı-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu, muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği- İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin işletmenin devrini sakatlamayacağı, anılan hükmün yalnız cezai yaptırımının olduğu, aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yolun muvazaanın iddia ve ispat edilmesi olduğu-