Mahkemece, davalı tarafın yargılamaya katılımının sağlanması gerektiği- Mahkemece davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek, davalının delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerektiği- Tebligatın muhataba yapılabilmesi için, muhatabın medenî hakları kullanma ehliyetine, kısaca fiil ehliyetine sahip olması gerektiği- Fiil ehliyetine sahip olmayan kişilere tebligat yapılamayacağı bu durumda tebligatın kanunî temsilciye yapılması gerektiği- Ancak bir meslek veya sanatla uğraşan ve ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlılar, bu meslek ve sanatın icrasından doğan borçlardan bizzat sorumlu olduklarından, bu konuda kendilerine tebligat yapılması tebliği usulsüz ve geçersiz kılmayacağı- Aksine hüküm bulunmadıkça tebligat giderlerini tebliğin yapılmasını isteyen tarafın peşin olarak ödemesi gerektiği- Tebliğ gideri verilen süre içinde yatırılmaz ise, talep eden kişinin bu isteminden vazgeçmiş sayılacağı- Dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği için tebliğ gideri peşin verilmemiş ve verilen makul süre içinde yattırılmamış ise, dava hakkında 1086 sayılı Yasanın 409 uncu maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği- Tebligatın kural olarak muhatabın kendisine yapılması gerektiği- Muhatap adresinde bulunmadığı takdirde, onun yerine tebligatı kabule yetkili kişilere yapılacağı- Muhatabın konut adresinde süreklilik arz edecek şekilde birlikte oturan aile halkından biri veya varsa birlikte oturduğu hizmetçi tebligatı almaya yetkili kişiler olarak kabul edildiği- Yetkili kişilerin görünüşe nazaran onsekiz yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği- Tebligat yapılacak gerçek kişi işyeri, işletme veya iş sahibi ise, işyerinde bulunmaması halinde daimî işçisine yapılan tebligatın geçerli olacağı- Adreste tebligatın, gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılması gerektiği- Adres niteliğinde bulunmayan yerlerde, örneğin inşaat halindeki binalarda tebligatın yapılamayacağı- Tebligat evrakına adresin doğru ve okunaklı olarak yazılması gerektiği- Bir kişinin adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesi o kişinin tebligatı kabul etmesine bağlı olduğu- Ev adresine çıkarılan tebligatın herhangi bir nedenle yapılamaması nedeniyle iş adresinde yapılması durumunda, tebligatın geçerli kabul edildiği-
7201 s. Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesinin ön koşulunun, davalıya daha önceden aynı adrese usulüne uygun şekilde yapılmış bir tebligatın varlığı olduğu-
Borçlu şirkete Teb. Kan. mad 35 uyarınca, tebligat yapılabilmesi için, adresin borçlunun ticaret sicil adresi olması, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerektiği- Noterde yapılan sözleşmede belirtilen adrese Teb. Kan. mad 35/4. maddesine göre tebligat çıkartılamayacağı-
Davalı tarafından ihtarname ile kiralanan adresin tahliye edildiği ve yapılacak tebligatlarla ilgili adres değişikliği hususunun davacıya bildirilmesine rağmen, dava dilekçesi ve gerekçeli kararın davalı şirketin tahliye ettiği adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesinin davalının savunma hakkını kısıtlar nitelikte olduğu- Dava şartı olan taraf teşkilinin davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği-
Tebligatın, tebligat yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılacağı; son adreste bulunamamışsa, tebliğ memurunun bulunabileceği adresi araştıracağı ve bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptayacağı, tebliği çıkaran kuruluşa bildireceği, ilgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus, Vergi Dairesi, Belediye idaresinden adresini araştıracağı ve buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebileceği; bu işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olması halinde, taraf teşkilinin sağlanmamış olacağı ve adil yargılanma hakkının da ihlal edilmiş olacağı-
Köy tüzel kişiliğinin taraf olduğu davada, seçimlerle birlikte köy tüzel kişiliği sona erdiğinden davacı olarak kanunen Belediye Başkanlığı'nın olması gerektiği dolayısıyla verilmesi gereken kararın, Torbalı Belediye Başkanlığı'na tebliğ edilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, borçlunun ticaret sicilinde yer alan adresi adresine çıkartılan kıymet takdiri raporunun şirketin adresten taşınmış olduğu gerekçesiyle iade edildiği, bunun üzerine kıymet takdiri raporu ve satış ilanının TK'nun 35. maddesindeki usule göre farklı adreslere tebliğ edildiği, borçlu şirketin ticaret sicili adresine TK'nun 35. maddesine göre yapılmış bir tebliğ işlemi bulunmadığı anlaşıldığından yapılan kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu, öte yandan, borçlu şirketin adresinde, tasfiye memuruna yapılmış bir tebliğ işleminin de bulunmadığı, İİK'nun 127.maddesi gereğince, satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesinin veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçlu şirketin ticaret sicili adresine, Teb. K. mad. 35 uyarınca, tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerekeceği- Bila tebliğ edilen tebligat adresi, ticaret sicil adresinden farklı olduğundan Teb. K. mad. 35/4 uyarınca çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu- Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin aksinin, ancak resmi veya borçlu tarafından ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabileceği-
Davalının tüzel kişi olduğu bilinerek, adreste bulunmaması halinde bağlı olduğu Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden kayıtlı adresinin öğrenilerek normal tebligatın herhangi bir nedenle iade edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerektiği-
Davalı şirketin adresinin tespit edilmiş olması karşısında mahkemenin eksik araştırma ile ilanen tebligata karar vermiş olması ve davalının ilanen tebliğ masraflarından sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı- İlanen tebligat yapılacak dahi olsa masrafların davalı kurum tarafından değil davacı tarafından karşılanması gerektiği-
