Davacı tarafından davalı ...’ya, çekişme konusu taşınmazın satışı konusunda özel yetki içeren vekaletnamenin 05.09.2011 tarihinde verildiği, çekişme konusu taşınmazın söz konusu vekaletnameye istinaden 28.11.2011 tarihinde davalı ...’e satışının yapıldığı, eldeki davanın ise 24.01.2019 tarihinde, yani davacı ile davalı vekilin kızının boşanmalarından kısa bir süre sonra açıldığı, çekişme konusu taşınmazın kira bedellerinin satış tarihinden sonra davacı tarafından alınmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, çekişme konusu taşınmazın satışının davacının iradesine uygun olup, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından söz edilemeyeceği-
Kaynaktan çıkan suyun 'yararı kamuya ait bir akarsu oluşturacak şekilde' çıkması halinde kaynağın artık özel mülkiyete konu olamayacağı- Mevzuat ve yargısal kararlara göre dava konusu suyu kiralama hakkının davacıya ait olduğu- Bu durumda davacının, kiralama hakkı kendisine ait suyla ilgili olarak ecrimisil talep etmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığı- Ancak, yukarıda da değinildiği üzere ecrimisil bakımından zilyedin iyi veya kötü niyetli oluşunun, her somut olayın özelliği dikkate alınarak takdir edilmesi gerektiği-
Tazminat istemine konu 820 parsel sayılı taşınmazda davacının satın aldığı pay halen davacı üzerinde kayıtlı olup, paydaki hata dava tarihi itibariyle düzeltilmediğinden tazminat davası açılamayacağı gibi, davacının dava konusu taşınmazda pay alımına ilişkin 20.09.2011 tarih 47138 yevmiye nolu resmi senette yer alan şerhler karşısında taşınmazdaki pay hatasını bilerek ve sonuçlarını kabul ederek pay satın aldığı, TMK’nun 1024/1 maddesi uyarınca yolsuz tescili bilen veya bilmesi gereken kişinin kazanımının korunamayacağı, davacının hakların kazanılmasına ilişkin olan TMK'nın 3. maddesi uyarınca iyiniyetli bulunmadığı, böylelikle de TMK’nın 1023. maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşılmakla uyulan bozma ilamı doğrultusunda tazminat davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği-
1086 sayılı HUMK zamanında açılmış, davacılar iddialarını ispat edebilmek için tanık deliline dayanmışlar, mahkemece duruşmada tanık, diğer delil ve masraflar için gider avansı yatırılmış ise de, tanıkların isim ve açık adresleri ile hangi hususlarda dinlenecekleri hususunda davacılara süre verilmediği anlaşılmakla; mahkemece davacılara tanıkların isim ve açık adreslerini bildirmesi ve hangi hususta dinleneceklerinin açıklanması için süre verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenilmesi ile, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmesi gerektiği-
Bölge adliye mahkemesince, bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen ve davalıya ait üç katlı binanın .......... m2 lik taşkın olan kısmı yönünden, temliken tescil talebinin en önemli koşulu olan iyiniyetli yapılanma durumunun söz konusu olmadığı gözetilerek, bu kısım yönünden de temliken tescil koşullarının oluşmadığı gerekçeleri ile davalının irtifak hakkı kurulması veya temliken tescil talebinin reddine karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede ........... tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunun 22.maddesinin (a) bendi uyarınca uygulama çalışmasının yapılmış olmasının, tesis kadastrosu ile yapılmış olan tespit ve sınırlandırmanın hatalı olduğunu ve yetersiz kaldığını gösterdiği, 3402 sayılı Kanunun 22/a maddesine göre yapılan uygulama sonucunda halen taşkınlık var ise de, bu durumun davacının kötü niyetli olduğunu söylemek için yeterli olmadığı, mahkemece, bilirkişi raporunda (C) harfiyle gösterilen ve davalıya ait üç katlı binanın ............. m2'lik taşkın olan kısmı yönünden, TMK’nın 725. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Taşınmazın yapılan kur’a çekimi sonrasında davacıya isabet ettiği, ödemelerin davacı tarafından yapıldığı ancak temlike esas tescil senedinin düzenlemesi sırasında hem davacının hem de davalının vekillerinin aynı olması ve isim benzerliği sonucunda sehven davalıya ait vekaletnamenin kullanıldığı, tapu kütüğünde ise gerçek alıcı olan davacının isminin yazıldığı, aradan geçen yirmi yedi yıl sonra idari işlem ile davacıdan habersiz olarak tapu sicil kaydının senede uygun hale getirildiği, bu süre zarfında taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı, bu hali ile taşınmazın gerçek malikinin davacı olduğu anlaşılmakla, alıcı vekili tarafından yapılan hata sonucunda davalı lehine resmi senet düzenlenmiş olmasının, iyi niyet ve dürüstlük kuralları çerçevesinde davalıya bir hak kazandırmayacağı-
HMK 376 gereğince açılan hükmün iptali isteği- Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir şerhi işlendiğinden, davalının, diğer davalı ile davacı arasındaki davadan haberdar olmadığından bahsedilemeyeceği, davalının TMK 3 anlamında iyiniyetli olmadığı
Dava konusu çeke hamil olarak görünen davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükü davacı tarafa ait olup, dava konusu çekin davacının çalınan çeklerinden biri olduğunun belirlenmesi ve bu kapsamda zayi nedeniyle çek iptali davasının açılmış olması, davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı için yeterli olmadığı- Neticeten, iddia, savunma, taraflarca sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m. 704) kapsamında davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, mahkemece iyi niyet ilkesi ve dürüstlük kuralı gereğince araştırma ve inceleme yapılması gerekirken, uyuşmazlığın irade sakatlığından kaynaklandığı şeklinde hatalı değerlendirme yapılmasının isabetsiz olduğu-
Kural olarak; çaplı taşınmazda iyiniyetin kabul edilmediği, ancak çaplı taşınmaza taşkın yapı yapanın iyiniyet savunmasında bulunabileceği, iyiniyetli olduğunun kabul edilebilmesi için de kendinden beklenen özeni göstermesi, Kadastro Müdürlüğüne veya Belediye İmar Müdürlüğüne resmi başvuruda bulunarak görevlendirilecek kadastro teknisyeni veya harita mühendisinin çap sınırlarını işaretleyip göstermesi, taşkın yapı sahibinin bu sınırlar içerisine yapısını yapması gerekeceği, açıklanan yöntemle çap sınırlarını tespit edip resmi memurun gösterdiği sınırlar içerisine yapısını yapan kimsenin kendinden beklenen özeni göstermiş sayılacağı, o halde, çaplı yere yapısını taşıran iyiniyetini yukarıda açıklandığı şekilde ispat etmediği taktirde iyi niyetli kabul edilemeyeceği, böylelikle taşkın yapı sahibi davalı ...’nun iyiniyetli olmaması nedeniyle mahkemece davacının kal talebinin kabulüne ve yıkım masrafının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle davacı tarafın asgari levazım bedelini ödememesi nedeniyle kal talebinin reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-