Mal beyanı dilekçesi verdiği tarihten birgün önce taşınmazını başkasına devrettikten sonra "hiçbir taşınmazı bulunmadığını" bildiren borçlunun bu eyleminin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunu değil "alacaklısını zarara sokmak kasdıyla mevcudunu azaltma" (İİK. 331) suçunu oluşturabileceği–
Kooperatif ortaklarının, kooperatife olan apel borçları, kooperatif alacaklıları tarafından haciz edilemeyeceğinden, kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesine itiraz eden üçüncü kişi (ortak) hakkında İİK. 89/IV'e göre "tazminat" ve "ceza davası" açılamayacağı–
Borçlu-sanığın, kendisine henüz ödeme (icra) emri tebliğ edilmeden icra dairesine verdiği mal beyanı dilekçesinin "gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu"nu oluşturmayacağı–
Takibe konu çeklerin ticaret (hukuk) mahkemesince iptâline karar verilmiş olması halinde, "gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" suçunun konusu kalmamış olacağından mahkemece "beraat kararı" verilmesi gerekeceği–
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan dolayı suçtan haberdar olunan tarihten itibaren üç ay içinde (İİK. 347) şikayette bulunulabileceği–
Şikayetçinin -haber verildiği halde- duruşmaya gelmemiş olması halinde "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilmesi gerekeceği–
İcrada işlemde bulunan alacaklı vekilinin -en geç bu tarihte- "gerçeğe aykırı beyanda bulunma" suçunun işlenmiş olduğunu öğrenmiş sayılacağı–
'Mal beyanı' dilekçesinde bildirilen malların daha sonra -haciz sırasında- borçlu tarafından satıldığının belirlenmesi halinde 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun değil 'alacaklısını zarara sokmak amacıyla mevcudunu eksiltmek' suçunun (İİK. 331) oluşabileceğini–
Borçlu-sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirmediği ve haciz sırasında tesbit edilen taşınır mallarının değerinin borcu karşılayacak düzeyde olmaması halinde, 'gerçeğe aykırı beyanda bulunma' suçunun oluşmayacağı–