Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerektiği, ancak mahkemece bu yönde yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu - Bu itibarla gerekirse uzman bilirkişi aracılığıyla mahallinde keşif icra edilmek suretiyle işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirip gerektirmediği ve böylece davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulup kurulmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı Müdürlüğün asıl işi yol yapımı ise de bu durumun işi yükleniciye gördüremeyeceği anlamına gelmediği- Eldeki davada .... Yolu ve ... Üstyapı İşleri İnşaatı işinin tümüyle davalı şirkete ihale edildiği, işin bölünerek verilmesi söz konusu olmadığı gibi Karayolları Genel Müdürlüğünün bu işte işçi çalıştırmadığı, uzun süren, yüksek maliyetli ve yapılan imalat hatalarının veya eksikliklerinin sonradan giderilmesinin yine yüksek maliyet ve zaman kayıplarına yol açabileceği inşaat işlerinde, taahhüt edilen yapım işinin gidişatının izlenmesinin ve işin sözleşme ile eklerine ayrıca fen ve sanat kurallarına uygun yapılıp yapılmadığının denetimi için personel bulundurulmasının davalı Müdürlüğün asıl işveren olduğu sonucunu doğurmayacağı- Davalı Müdürlüğün denetim yetkisini aşan ve işveren olarak kabulünü gerektirecek bir yetkisinin bulunduğunun da iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle davalı Müdürlüğün "asıl işveren" olmayıp "ihale makamı" olduğu anlaşılmakla sorumluluğunun da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği- "Yol yapım işinin davalı Müdürlüğün asıl işi olduğu, davalı şirket ile davalı arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu" şeklindeki görüşün ise HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Doğrudan üretim organizasyonu içinde yer almayan, asıl işe yardımcı iş niteliğinde olan bir işin ihale yoluyla üçüncü kişilere gördürülebilmesine yasal bir engel bulunmadığı- İşçilerin bir ihale bittikten sonra yeni dönem ihalesini alan alt işverende kesintisiz çalışması muvazaa kriteri olarak kabul edilemeyeceği- İşçilere işin yürütümü ile ilgili bazı talimatların asıl işveren yetkililerince verilmiş olmasının muvazaayı göstermeyeceği- İşin gereği gibi yapılmaması hâlinde asıl işveren yetkililerinin işin kontrolünü üstlenmesi ve alt işveren yetkilileri ile işçileri bu yönde uyarmalarının mümkün olduğu-
Davalı Belediye ile dava dışı Ltd. Şti. ortaklığı arasında muvazaalı ilişki bulunduğunun kabulünün gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre ... tarihinden sonrası için davacının bordrosundaki ücretine göre tazminat ve alacaklarının belirlenerek hüküm altına alınmasının ve yine bu dönem için ücret farkı ile ek sosyal yardım ve ikramiye alacaklarının reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Dava dilekçesinde talep edilen alacak miktarı bakımından dava tarihinden, ıslah dilekçesinde talep edilen alacak miktarı bakımından da arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faizin işletilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı mı olduğu yoksa kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mi kurulduğu noktasında toplanan uyuşmazlıkta; ... müdürlüğünün asıl işi kapsamındaki galeri açma işinin teknolojik uzmanlık gerektirdiği ve ihale alan ... 'nin bu işi yapabilecek ekonomik bağımsızlığa ve teknolojik kapasiteye sahip olduğu, asıl işverenin araç ve gereçlerini bedelsiz kullanmadığı, asıl işverenin aynı işlerde personel çalıştırmadığı, kontrol ve denetim görevi dışında çalışan işçisi bulunmadığı, emir ve talimatın ... yetkilileri tarafından verildiği, davalı ... ‘ nın asıl işverenden ayrı oluşturduğu iş organizasyonu kapsamında işin yürütüldüğü, asıl işverenin denetim dışında söz konusu işe müdahalesinin bulunmadığı, bu nedenle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun kabulü gerektiği-
 Davalı ...... Genel Müdürlüğüne ait işyerinde şoför olarak dava dışı BU. AŞ ve BE. AŞ. işçisi olarak çalışan davacının bu çalışmasının 02.04.2018 tarihine kadar olan dönemine ilişkin davalı ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu konusunda ihtilaf bulunmayan eldeki davada, 02.04.2018 tarihinden iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar olan dönem yönünden davalı ile dava dışı şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı; buradan varılacak sonuca göre 02.04.2018 tarihinden sonrası için davacının kendi ücretine göre tazminat ve alacaklarının belirlenerek hüküm altına alınmasının ve bu dönem için ilave tediye alacak talebinin reddinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Hesap bilirkişi raporunda davacının talep edebileceği maddi tazminatın 85.865,01 TL olarak hesaplandığı, ilk derece mahkemesince bu rapor hükme esas alınarak davacının 85.865,01 TL maddi tazminat alacağı bulunduğu tespiti yapılıp taleple bağlı kalınmak suretiyle 1,00 TL maddi tazminatın hüküm altına alındığı, kararı davacılar vekilinin davalı TTK Genel Müdürlüğünün sorumluluğu noktasında temyiz ettiği, maddi tazminat miktarına ve hesap bilirkişi raporuna yönelik bir temyiz itirazının bulunmadığı, hükmün Özel Dairece davalı TTK Genel Müdürlüğünün sorumlu olup olmadığının tespiti yönünde araştırmaya yönelik bozulduğu - Temyizi kabil uyuşmazlık konusunu oluşturan davacı eş yönünden tespit edilen maddi tazminatın miktarı ile ilgili olarak davalı TTK Genel müdürlüğü lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu - Taraflar yönünden açıklanan usuli kazanılmış haklar değerlendirilip gözetilerek davalıların davacının maddi tazminat alacağından sorumluluğu konusunda karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda davalılar T...... Kurumu Genel Müdürlüğü ile ........İnşaat ve Ticaret A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı mı olduğu yoksa kanunen geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mi kurulduğu noktasında toplandığı-
Davacı tarafından benzer nedenlerle açılan ve muvazaanın kabulü ile işçilik alacaklarının hüküm altına alınan kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince onandığı ancak bu davaya konu işçilik alacaklarının ise daha sonraki döneme ait olmakla mahkemece davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığının kabul edildiği eldeki davada; davalı ile dava dışı şirketler arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan davalarda muvazaanın kabulü ile işçilik alacaklarının hüküm altına alındığı ve sözü edilen kararların Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince onandığı gerekçesiyle asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabul edilip edilemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek ihale ile verilen işin yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin verildiğinin belirlenmesi hâlinde davalıya özgü mevzuat hükümleri de değerlendirilmek suretiyle araştırma yapılarak davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulup kurulmadığı ve buna bağlı olarak aradaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığının tespit edilmesinin ve bu tespite göre davaya konu işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasının gerekip gerekmediği-