Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen aylık irat şeklindeki yoksulluk nafakasının az olduğu-
Kadının fabrikada işçi olarak çalıştığı, düzenli ve sabit gelirinin olduğu; bu halde, yeterli gelire sahip olan davalının yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
Toplanan delillerden davacının düzenli olarak çalıştığı, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğinden; Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluşmadığı-
Boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olduğundan kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilmesi gerekeceği-
Davacı-davalı kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa sağladığı gelirin varsa taşınmazlarının değerleri ile bunlardan kira geliri elde edip etmediğinin, bu konularda taraflardan açıklama yapması (HMK. md. 31) da istenerek araştırılması ile varsa gelir ve malvarlığının Türk Medeni Kanununun 175. maddesi uyarınca yoksulluğa düşmekten kurtaracak yeterlilikte olup olmadığının takdir edilerek, gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çalışmadığı herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, ablasının yanında kaldığı ve onun desteğiyle yaşamını sürdürdüğü, nafaka verecek mali gücünün bulunmadığı, davalının ise 2022 sayılı Kanun kapsamında "özürlü" maaşı aldığı; davacının davalıya yoksulluk nafakası ödemekle sorumlu tutulmasının doğru bulunmadığı-
Davacının çalıştığı ve aylık 725 TL gelirinin bulunduğu, davalının da aşçı olarak çalıştığı ve aylık 1.000 TL gelirinin olduğu; dolayısıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları hakkında gerçekleşen bu durum karşısında davacının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne ve nafakanın niteliğine göre, davacının mevcut geliri, asgari yaşam gereksinimleri gözetildiğinde, lehine takdir edilen yoksulluk nafakası fazla bulunmuş olup, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek davalının mali gücüyle mutenasip bir nafaka takdiri gerekeceği-
Davalı kadının, bir firmada 700 TL ücretle çalıştığı, düzenli ve sürekli bir gelirinin bulunduğu, davacı kocanın ise asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olduğu, bu durumda Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının davalı kadın lehine oluşmadığı-
Boşanmaya sebep olan olaylarda kadın daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden; kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği-