Yoksulluk nafakası için mahkemece,davalı-davacı kadının sabit bir gelirinin bulunmadığı; ancak anne ve babasının ölümü ile davalı-davacı kadına hisseli olarak bir kısım taşınmazların kaldığının anlaşılması durumunda, bu taşınmazların bedelleri ile kiraya verilmesi durumunda getireceği kira gelirinin, gerektiğinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle belirlenerek, davalı-davacı kadını yoksulluğa düşürmekten kurtarıp kurtarmayacağının araştırılması gerekeceği-
Davalı-davacı kadının fiilen çalışıp çalışmadığının araştırılması, işten ayrılmış ise iş yerince mi işten çıkarıldığı, yoksa kendi isteğiyle mi ayrıldığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre yoksulluk nafakasıyla ilgili hüküm tesisi gerekeceği-
Tarafların benzer ekonomik ve sosyal durumda oldukları anlaşılması durumunda, davacı-davalı kadın lehine Türk Medeni Kanununun 175. maddesindeki yoksulluk nafakası verilmesi koşulları oluşmadığından,istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kadının yoksulluk nafakası isteğini boşanma davası içinde isteyebileceği gibi, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde bağımsız bir dava ile de isteyebileceği-
Nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı- Hükmün, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğu; kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma davasında yoksulluk nafakası belirlenirken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının, paranın alım gücünün dikkate alınacağı-
Yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağına dair Türk Medeni Kanununun 175/2. maddesi hükmü gereğince davacı kadının, ekonomik ve sosyal durumunun araştırılarak, boşanma sonucu yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespit edilmesi ve ortaya çıkacak duruma göre yoksulluk nafakası ile ilgili bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, dava dilekçesinde yer almayan, ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürülen yoksulluk nafakası ve tazminat isteğinin, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu, aynı oturumda hazır bulunan davalının bu isteğe açık muvafakatinin olmadığı, bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacının yoksulluk nafakası ve tazminat talebinin bu davada artık incelenemeyeceği-
Boşanma davasında davacı kadının işçi olarak çalıştığı ve bu işten, asgari geçim giderlerini sağlayacak düzeyde, sürekli ve düzenli gelir elde ettiği, tarafların gelirlerinin de birbirine yakın olduğu anlaşılmakta olup davacı kadının, boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği sabit olduğundan nafakaya hükmedilemeyeceği-