Mahkemece, 3095 sayılı Yasa'nın 2. maddesi doğrultusunda; avans faiz oranının, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı olması halinde; yılın ikinci yarısında bu oranın geçerli olduğu kuralı çerçevesinde faizin hesaplanması gerektiğinden bilirkişi raporunun bu yönde alternatif hesaplamayı içeren 2 kısmına göre sonuca gidilmesi gerekirken, TCMB tarafından belirlenen ve yayımlanan avans faiz oranlarına göre yapılan hesaplama ile sonuca gidilip yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; açılan davanın kabul edildiği görülmekte ise de davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden, lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamayı icap ettirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin iddiaları 'ilama aykırılık şikayeti' niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebileceği-
Mahkemece takibe dayanak ilamda belirtilen A, B, C, D ve E ile gösterilen toplam 204,34 m2'lik alana ilişkin yıkım kararının infaza elverişli olup olmadığının tespiti için ........ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ....... E. ....... K. sayılı dosyasında rapor veren bilirkişiler vasıtasıyla bunun mümkün olmaması halinde yeniden uzman inşaat ve fen bilirkişisi heyeti ile mahallinde keşif ve inceleme yapılıp ilamla ilgili yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu da gözönünde bulundurulmak suretiyle kal' in mümkün olup olmadığı yönünde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Şikayete konu muhtırada faiz de talep edilmiş olmakla, ödenen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarih itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden borçlunun ancak bu tarih itibariyle faiz isteyebileceği, o halde mahkemece, muhtırada istenen faiz yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu-
"İlamın bir bütün olması nedeni ile aynı ilama dayanılarak her bir davacı için ayrı takip başlatılamayacağı"na yönelik yapılan başvuru mahkemece reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce "davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu ve her davacı hakkında ayrı ayrı hüküm kurulduğu" gerekçesi esastan reddedilmişse de, kötü niyetli olmasa da, alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu anlaşıldığından, alacaklının bu davranışının hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Takip konusu istemin tazminat alacağına ilişkin olduğu, bu halde, dayanak ilamın, tarafların hukuki durumunda sicil ve kayıtlarda değişiklik yaratacak nitelikte olmadığı, hakkın özü ile ilgili olmayıp, mal varlığında değişiklik yaratacak nitelikte olduğu görüldüğünden, ilamın kesinleşmeden takibe konulabileceği nazara alınarak, şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, takibe dayanak yapılan mahkeme ilamında ''Diğer davalı M. Turizm İşletmesi A.Ş yönünden ise davanın kabulüne, iki blok arasındaki tel örgünün kaldırılmasına ve müşterek havuzun kullanımına yönelik müdahalesinin engellenmesine, davalı M. A.Ş.' nin kullandığı B blokun önündeki 519 nolu parselle aradaki duvarın mimari projesine göre eski hale getirilmesine,” hükmedildiği, ............... İcra Dairesinin ......... Esas sayılı icra dosyası ile ilam gereklerinin yerine getirilerek infaz işlemlerinin tamamlandığı, bu hususun alacaklı ile K. Tur. İnş. San. Ve Tic. A.Ş arasında imzalanan kira sözleşmesi kapsamında da açıkça kabul edildiğinin anlaşıldığı, bu kabullerden sonra M. Turizm İşletmeleri A.Ş. aleyhine aynı ilamın infazının talep edilemeyeceği-
Takip dayanağı ilamda asıl alacak için hükmedilen faizin türü belirtilmediğinden, mahkemece alacaklara yasal faiz uygulanacağının kabulü ile icra emrinde talep edilen faiz miktarı denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-