Takibe dayanak ilamın hüküm fıkrasında, "...borcu üstlenen davalı TMSF'den tahsiline..." denmiş olduğundan, TMSF'nin borçtan sorumlu olduğu, şikayetçi bankaya karşı takip yapılamayacağı, bankanın husumet itirazının kabulü ile hakkındaki takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin ve böylece davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesini sağlamanın hakkın kötüye kullanılması olduğu; hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle yasalarda belirtilen dürüstlük kuralına uymadığı-
Borçlu işverenin vergi sorumlusu, alacaklı işçinin ise vergi mükellefi olduğu- Takip dayanağı ilamda tüm alacaklara brüt miktar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden takip yapıldığı anlaşılmakta olup, takip konusu olan alacakların dayanak ilamda net olarak hesaplandığı belirtilmediğinden, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlunun ilamda yazılı alacaklarda "vergi sorumlusu" sıfatıyla gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemekle zorunlu olduğu miktarları kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulmasının mümkün olduğu-
HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı-
Aynı ilamdan kaynaklanan alacakların aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılmasının, usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, Dairece ayrı takip yapılmaması gerektiğinin benimsendiği ve bu yöndeki uygulamanın süreklilik kazandığı-
Aynı ilamdan kaynaklanan alacakların aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği-
Daha önce takip konusu edilmeyen aynı ilama dayalı alacakların harcı yatırılarak aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkün olduğundan ikinci takibin iptali gerektiği-
Alacaklı takip talebinde takip tarihi itibariyle asıl alacağını ve bu alacağa işlemiş faizi TL'ye çevirip alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz talep etmişse de, mahkeme ilamında alacağın tahsili yönünde alacaklıya TBK. mad. 99 kapsamında seçimlik hak tanınmamış olduğundan, alacağın takip talepnamesinde ".... alacağı olarak tahsili ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL'ye çevrilmesi bu tarihe kadar da .... alacağına ilama uygun olacak şekilde yabancı para faizi işletilmesi, TL olarak yapılan kısmı ödemenin de, ödenen TL'nin karşılığı olan .... miktarınca yabancı para borcundan (TBK. 100. md. nazara alınarak) düşülmesi suretiyle ve bakiye yabancı para alacağına da yine tahsil tarihine kadar .... cinsinden mevduata uygulanan yasal faiz işleyeceği"nin kabulü gerektiği-