İlamların infaz edilecek kısmı hüküm kısmı olup, icra mahkemelerince takibin dayanak ilamın hüküm kısmına uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi gerektiği, dayanak ilamdan önce daha önce verilen kararların temyiz üzerine bozulmuş olması ve en son dayanak ilamla hüküm kurulmuş olması sebebiyle, bozmadan önceki ilamlarda verilen hüküm yönünden denetleme yapmasının mümkün olmadığı, dayanak ilamın hüküm fıkrası incelendiğinde; faizin başlangıç tarihi konusunda bir hüküm bulunmadığı, sadece hükmedilen alacakların yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, ilamda faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceği gerekçesi ile somut olayda takibin dayanağı olan ilamda faizin başlangıç tarihi belirtilmediğinden, faizin başlangıcının karar tarihi olması gerekmekte olup, bu durumda ise alacaklının dava tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinde bulunması dayanak ilama aykırı olduğu gerekçesi ile şikayete konu asıl alacak miktarları yönünden işlemiş faizin yeniden hesaplanarak, icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Dar yetkili icra mahkemesinin ilamdaki nitelendirme ile bağlı olduğu, ilamın yorum yoluyla değiştirilemeyeceği- Merkez Bankası sitesinden alınan faiz tablosu fiilen uygulanan değil, uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan bu verilere göre faiz hesaplaması yapılamayacağı- Faizin gecikme faizi olarak nitelendirilmesinin sonuca etkili görülmediği gibi bankalarca bildirilen en yüksek faiz oranlarının talep edilen orandan daha yüksek olması durumunda taleple bağlılık ilkesi gözetilerek yapılan hesaplamanın da usul ve yasaya uygun olduğu- Mahkemece hükümde yargılama giderlerine harç katılarak 1606 sayılı kanunu değiştiren 3685 sayılı Kanun’un 2.maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı Türkiye Kızılay Derneği’ne harç yükletilmesi, davanın kısmen kabulü ve davalının harçtan muaf oluşu karşısında karar-ilam harcına hükmedilemeyeceğinin ve davacının yatırdığı harçların iadesi gerektiğinin, kabule göre de, harç masrafının diğer yargılama giderlerine katılarak kabul/redde göre oranlanamayacağının düşünülmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Takibin dayanağı ilamda miktar belirtilmediği, hüküm fıkrasında önceki ilama atıfta bulunulmadığı bu haliyle alacağın likit olmayıp hükmün eda hükmü içermediği, mahkemece dayanak ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine dair kararın isabetsiz olduğu-
Takibin dayanağı ilamda miktar belirtilmediği, hüküm fıkrasında önceki ilama atıfta bulunmadığı bu haliyle alacağın likit olmayıp hükmün eda hükmü içermediği, mahkemece dayanak ilamın eda hükmü içermemesi nedeniyle ilamlı takip konusu yapılamayacağı dikkate alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak ilamın hüküm kısmında, şikayetçi borçlu şirketin, davaya konu tüm alacak kalemlerine yönelik toplam sorumluluğunun kombine tek limit 50.000,00 TL ile sınırlandırıldığına dair bir ifade yer almadığı, her bir alacak kalem için ayrı ayrı limit sınırın belirlendiği, takibin de bu kapsamda yapıldığı gerekçesi ile borçlu vekilinin istinaf talebinin HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi karşısında harçtan muaf olmayan davalı aleyhine karar-ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, SGK. nun harç ödemeden dava açtığı gözden kaçırılarak " Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, " şeklinde karar verilmesi ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Takip dayanağı ilamda hükmün eda hükmü içermediği, dolayısı ile ilamlı takibe konu edilemeyeceği-
Özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle ayni nitelik taşıyan kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da kararın kesinleşmesinden itibaren Anayasa'nın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği- İcra takibine konu kamulaştırmasız el atmaya ilişkin ilamın takip tarihinden sonra kesinleştiği, alacaklı tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmasa dahi zamanaşımı süresinin dolmasına kadar eksik kalan faiz alacağının her zaman talep edilebileceği-
İtirazın iptali ilamında taraf olarak yer almayan kat maliklerinin borçlu olarak takibe dahil edilerek taraflarına icra emri gönderilmesinin yerinde olmadığı-
Takibe dayanak yapılan ilamda hüküm altına alınan ziynet bedelinden kaynaklanan alacak, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer'i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilama konu edilmiş bir alacak olduğundan, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmasının mümkün olduğu-