Son oturumda davalı vekili olduğunu beyan eden Av. ............'ın usulüne uygun vekaletname sunma isteği mahkemece reddedilerek davalı yokluğunda verilen tahliye kararında, gerekçeli kararın davalıya 03/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin usulüne uygun vekaletnamesi ile birlikte istinaf başvuru dilekçesini 07/03/2022 tarihinde sunarak, gerekli harçlarını da yatırdığı, dikkate alınarak istinaf başvurusunun süresinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı gözetilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak olan inceleme neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
HMK 353/1-a'da 6 bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin verdiği esası incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararlarının kesin olduğu, temyiz edilemeyeceği- "Bu madde gereğince kesin karardan bahsedilebilmesi için bölge adliye mahkemesinin işin esasına girmemesi gerektiği, somut olayda bölge adliye mahkemesince işin esasına girilerek tartışma yapıldığı, bu nedenle bölge adliye mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Alacaklının istinaf süre tutum dilekçesinin süresinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının alacaklı vekiline ............ tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmasının son günü olan .............. tarihinin Kurban B.ı'nın üçüncü gününe rastladığı, bu nedenle gerekçeli istinaf başvurusunun son gününün resmi tatil sonrası ilk iş gününe isabet eden .......... olduğu ve alacaklı tarafından ............ tarihinde verilen gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinde olduğu anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, istinaf başvurusunun süresinde yapıldığı gözetilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak olan inceleme neticesinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK’nun 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf süre tutum dilekçesinin verildiği, ancak gerekçeli kararın tebliğine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra sunulduğu hallerde dahi, Bölge Adliye Mahkemesi’nce HMK’nun 342/2-e ve 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesi reddedilmeden, HMK’nun 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf istemi incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekip, istinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, kamu düzenine aykırılık bulunmadığının tespiti halinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak hüküm mahkemesi sıfatıyla yeniden esas hakkında hüküm kurulmakla ilk derece mahkemesi kararının hukukî varlığını kaybetmiş olduğu- Bölge adliye mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına uyulmakla yapılan yargılama ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi mahiyetinde olmadığı ve Özel Daire bozma ilamına uyan bölge adliye mahkemesince uyulan bozma kararı doğrultusunda uyuşmazlığı sona erdirecek, infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken, hayatiyetini kaybetmiş ilk derece mahkemesi kararı ile ilgili istinaf incelemesi yapılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından konkordato projesine “Ret” oyu kullanılmışsa da, İİK. 304/1 uyarınca itiraz sebeplerini tasdik duruşmasından en az üç gün önce yazılı olarak bildirmediği ve tasdik duruşmasına katılmadığı anlaşılan alacaklının, İİK. 308/a uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakkı bulunmadığı- "İİK 308/a'da belirtilen 'itiraz eden alacaklı' deyiminden sadece tasdik duruşmasından önce itirazlarını yazılı olarak bildirerek tasdik duruşmasına katılan alacakların kastedilmediği, alacaklılar toplantısında ya da yedi günlük iltihak süresi içinde 'Ret' oyu veren alacaklıların da kararı istinaf edebileceği, İİK 308/a'da, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklıların ise, tasdik kararının ilânından itibaren istinaf yoluna başvurabileceğinin düzenlendiği, alacaklılar yönünden kanun yoluna başvuru süresi ilândan itibaren başladığına göre, itiraz eden alacaklının tasdik duruşmasına katılma şartının aranmadığı, bu nedenlerle alacaklılar toplantısında ya da iltihak süresi içinde olumsuz oy kullanarak iradesini belli eden alacaklının kanun yoluna başvuru hakkının kabulünün gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Harcın nereye yatırılacağının belirtilmemesi halinde mahkemece gönderilen muhtıranın geçersiz olacağı-
Süre tutum dilekçesi sunulmasına karşın, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise süresinden sonra verilmesi halinde, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, kararı temyiz eden borçluların gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece kamu düzeninden inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile istinaf talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin ve UYAP kayıtlarının incelenmesi sonucu; ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının taraf vekillerine tebliğ edildiği, borçlu vekilince ve alacaklı vekilince süresinde gerekçeli istinaf dilekçelerinin sunulduğunun ancak sehven ilk derece mahkemesi dosyasına girmemesinin sonuca etkisinin bulunmadığının anlaşıldığı, o h0alde; Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, kararı temyiz eden alacaklının gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece kamu düzeninden inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile istinaf talebinin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İlk derece mahkemesince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına kararı verilmeksizin dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine sevkedilmesi halinde bu yöndeki kararın Bölge Adliye Mahkemesince de verilebileceğine ilişkin bir kanun hükmünün bulunmadığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, kendisine anlatılan şekilde intikal eden dava dosyaları bakımından HMK’nın 352. maddesi uyarınca başvuru şartlarının yerine getirilmediğinin saptanması halinde verilmesi gerekli kararın, dava dosyasının ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi ve HMK’nın 344. maddesi çerçevesinde yasa gereğinin takdir ifasının talep edilmesi ile sınırlı olduğu, tüm bu sebeplerle, Bölge Adliye Mahkemesi'nce verilen istinaf isteminin yapılmamış sayılmasına dair kararının yerinde olmadığı-