İstinaf kanun yoluna başvuran borçlunun süre tutum dilekçesi vermesine rağmen, kararın tebliği üzerine yasal süresi geçtikten sonra ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesi vermesi karşısında, HMK.'nin 352 ve 355. maddelerine göre istinaf incelemesinin kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılması gerekeceği- Yasal sürede istinaf süre tutum dilekçesinin sunulmasına rağmen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından, istinaf süre tutum dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesinde değerlendirilemeyeceği-
İşyeri hekimliği ücret alacağına ilişkin davada temyiz incelemesine konu miktar direnme kararının verildiği tarih itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesinin gerektiği- "Kesinlik sınırı belirlenirken sadece direnme konusu uyuşmazlığa değil hükmedilen tüm alacakların toplam miktarına bakılması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan ve dosya içeriğine göre iptali istenilen taşınmaz değerine göre daha az olan takip konusu alacak 94.451,95 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığından, verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı-
Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenilen şeyin değerinden hangisi az ise o değer oluşturduğundan ve dosya içeriğine göre iptali istenilen taşınmaz değerine göre daha az olan takip konusu alacak 27.384,94 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kalmakta olduğundan, karara karşı temyiz yoluna başvuralamayacağı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceği, temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edene 23.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra 08.12.2022 tarihinde verilip kaydettirildiği, davacıların temyiz yoluna başvurusu süresinde olmadığından, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK.nun 364/2. maddesi ve 6100 Sayılı HMK'nun 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz talebinin reddi kararı doğru olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekeceği-
Temyize konu edilen toplam miktar 94.023,68 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı tarihi (12.04.2022) itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kalması-
Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu tarafından gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığının tespiti yerinde ise de; HMK’nın 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde süre tutum dilekçesi verildiği gözetilerek, HMK’nın 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere yapılan istinaf incelemesinde, kamu düzenine ilişkin olan toplu ipotek hususunun karar gerekçesinde tartışılması gerekirken bu konuda değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, toplu ipotek iddiası değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulması maksadıyla kararın bozulması gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, olması halinde davacının feshinin haklı olup olmadığı, davacının sözleşmeden kaynaklı bir alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin davada, taraflardan birinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepler ve kamu düzenine aykırılık bakımından yapılacak incelemenin sonucunda, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını yahut düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasını gerektiren bir hâl tespit edildiği takdirde artık istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, kararın gerekçesinde hata edilmiş ise istinaf başvurusunun kabulü ve yerel mahkeme kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddi ile ilk derece mahkemesinin gerekçesinin değiştirilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak işin, HMK’nın 342/2-e ve 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesi reddedilmeden, HMK’nın 352 ve 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf istemi incelenerek sonucuna göre karar verilmesinden ibaret olduğu, istinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, kamu düzenine aykırılık bulunmadığının tespiti halinde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nın 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, alacaklı tarafından yasal süresi içerisinde süre tutum dilekçesi verildiği gözetilerek HMK’nın 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, işin esasına yönelik inceleme yapmasının isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği-