İcra müdürünün borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının, usulüne göre tebliğ edilmiş olup olmadığı yönünde bir takdir hakkı bulunmadığı, bu hususun 7 günlük şikayet süresi içinde borçlu tarafından icra mahkemesine başvurulması halinde mahkemece değerlendirilebileceği–
Tebligat Kanununun 35/I maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun olarak tebligat yapılmış olmasının zorunlu olduğu–
Tebligat Kanununun 16. maddesindeki “birlikte oturan ailesi efradı” şeklindeki ibare “aynı konutta oturan kişiler” şeklinde –4829 sayılı Kanunla- değiştirilmiş olduğundan, muhatap adına tebligat yapılacak olan “aynı konutta oturan kişiler”in ‘aile fertleri’, ‘yakın ve uzak akrabaları’ veya ‘hizmetçileri’ olabileceği gibi, ‘bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler’de olabileceği–
Tüzel kişiler (hükmi şahıslar) adına ve bunların ticaret sicilinde yazılı adreslerine gönderilen tebligatların “Teb. K.’nunun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde” tebliğ memurunun Teb. Tüzüğünün 28. maddesindeki koşulların araştırılamayacağı, çünkü “muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin belirlenmesi ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi”nin, gerçek kişiler yönünden zorunlu olacağı, tüzel kişilerin sıfat ve niteliğinin, böyle bir araştırma yapılmasına müsait olmadığı–
Usulsüz tebliğ halinde öğrenme tarihinin şikayetçi tarafından bildirilmemiş olmasının veya sonradan bildirilmesini tebliğ tarihinin mahkemece öğrenme tarihi olarak belirlenmesine engel teşkil etmeyeceği çünkü tebliğ tarihini belirleme görevinin mahkemeye ait olduğu–
Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, ‘tebligatın usulsüzlüğüne’ ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı-
Hükmi şahıslar adına kendilerine tebligat yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde, tebligatın orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği–
Borçlu adına tebligatı alan kişinin, “borçlu ile birlikte oturup oturmadığı”nın araştırılarak (bu konudaki tanıklar dinlenerek), varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun ipotek akit tablosundaki adresine usulüne uygun olarak icra emri, kıymet takdiri ve satış ilam tebliğ edildiğinden, şikayetçi borçluya Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca daha önce yapılan tebligatlar itibariyle satış ilanının tebliğ edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-