2. HD. 09.05.2019 T. E: 2018/7610, K: 5740-
Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkek tam kusurlu olup, erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesinin sonucu olarak boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
İlk derece mahkemesi kararı davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakası ile maddi ve manevi tazminatlar yönlerinden istinaf edilmiş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince boşanma kararının temyiz edilmemesi ile ilk derece mahkemesince taraflara yüklenen kusurların da kesinleştiği bu nedenle incelenemeyeceği belirtilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin kusur tespitinin doğru olduğu belirtilerek kendi içinde çelişki yaratıldığı, bu bakımdan gerekçe kendi içinde çelişkili olup gerekçe bölümünde yaratılan bu çelişkinin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğinin, evine ve eşine ilgisiz davrandığının, ortak çocuğun doğumuyla ilgilenmediğinin, doğumdan sonra çocuğunu görmeye gitmediğinin anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
2. HD. 07.05.2019 T. E: 2018/6393, K: 5534-
Bölge adliye mahkemesince davalı-karşı davacı kadının boşanma davası yönünden “ve karşı davanın” ibaresi çıkartılmak suretiyle kurulan hüküm bu haliyle temyiz denetimine elverişli olmadığı gibi davalı-karşı davacı kadının davası hakkında bir hüküm tesis edildiğinden de bahsedilemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında ilgili bölge adliye mahkemesince yapılacak işin, tarafların istinaf taleplerini somut ve açık olarak karşılayacak şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibaret olduğu-
Davacı-karşı davalı erkek davasından feragat ettiğine göre kadının kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, affedilen veya hoşgörülen olayların davalı-karşı davacı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında, davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Boşanmaya neden olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup, Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi koşullarının kadın yararına oluştuğu, bu duruma göre davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
İstinaf incelemesinin duruşmalı yapıldığı ve davalı- karşı davacı vekili duruşmaya iştirak ettiği halde bölge adliye mahkemesi ilamında davalı- karşı davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-
Dosyanın yapılan incelemesinde; feragatle sonuçlanan davadan sonra tarafların tekrar anlaşmalı boşanma davası açtıklarının, bu davada sunulan protokolde de dava konusu taşınmazın yarı hissesinin davalı kadına devredileceğinin kararlaştırıldığının, mahkemece tarafların boşanmalarına karar verildiğinin ve boşanma yönünden davanın kesinleştiğinin anlaşıldığı, buna göre boşanmanın gerçekleştiği, dava konusu taşınmazın yarısının davalı kadın adına tescil edildiği böylece tarafların boşanma protokolündeki karşılıklı edimlerini yerine getirdikleri, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekeceği-
Tarafların karar tarihinden sonra düzenlenen protokol başlıklı sulh sözleşmesi gereğince “Kadının hükmedilen nafaka ve tazminat taleplerinden, erkeğin ise velayet talebinden vazgeçtiğini” bildirdiği, bu beyanın tarafların bu taleplerinden feragat niteliğinde olduğu, o halde, boşanma hükmünün sulh protokolü kapsamı dışında bırakılarak boşanma yönünden kesinleştiği gözetilerek hükmün boşanmanın fer'ileri yönünden bozulmasına karar vermek gerektiği-