Mahkemece asıl davada 2006 yılında ödenmeyen 8-9-10 aylara ait ödenmeyen kira bedelleri olan 86 USD yerine 94 USD yazılmasının doğru olmadığı; bu durumda mahkemece asıl davada 2005 yılına ait eksik ödenen 120 USD, 2006 yılında ödenmeyen 8-9-10 aylara ait ödenmeyen kira bedelleri olan 86 USD yönünden infaza elverişli bir karar verilmesi gerektiği-
Belirlenecek makul süre için mahrum kaldığı kira bedelinin hesaplanması, ödenmemiş kira alacağı ile belirlenecek makul süre kira bedelinin toplamı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekeceği- Ödenmemiş kira alacağı üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesine, davalı-kiracı, davacı-kiraya verenin kötü niyetli olduğunu kanıtlayamadığından davalı-kiracının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kiracının, kiralananı boşaltmak istediği takdirde en az bir ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğu kira sözleşmesinde düzenlenmiş olup, kiracı fesih ihbar süresine uymadan taşınmazı tahliye ettiğinden (TBK. mad. 325) borcunun taşınmazın benzer koşullarda yeniden kiraya verilebilecek makul süreye kadar devam ettiği, sürenin sözleşme ile fesih ihbar süresinden yola çıkılarak 1 ay olduğu- 
Taraflar sözleşme serbestisi ilkesi gereğince serbest iradeleri ile yoksun kalınan kiraya ilişkin olarak sözleşmede 1 aylık süre belirlemiş olup kiracının fesih bildiriminde bulunmadan gerçekleştirdiği bu tahliye nedeniyle sorumluluğunun, tahliye tarihi olan 30.05.2013 tarihinden itibaren 1 aylık süre ile sınırlı olduğu, ancak davacı kiraya verenin icra takibine konu ettiği alacakların tahliye tarihinden sonraki Ağustos, Eylül ve Ekim 2013 aylarına ait kira bedeline ilişkin olup yoksun kalınan kiraya ilişkin olarak belirlenen 1 aylık sürenin sonrasına isabet ettiği, öte yandan davalı kiracı kira sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca belirlenen makul 1 aylık kira dönemine isabet eden Haziran 2013 ayına ait kira bedelini de ödemiş olduğundan davalı kiracının borcunun bulunmadığı, bu nedenle davanın tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin davada; mahkemece, tarafların bilirkişi raporu ile belirlenen 15 günlük makul süreye itirazları ve davacının kiralananı fiilen kendisinin kullanmaya başladığı tarih de gözetilmek suretiyle belirlenecek makul sürenin kira bedeli ile de davalı kiracının sorumlu tutulması gerektiği-
Sözleşmenin erken feshi ve kiralananın tahliyesinden dolayı sözleşmede öngörülen cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin davada; asıl davanın, sözleşmenin erken feshi ve kiralananın tahliyesinden dolayı sözleşmede öngörülen cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup cezai şart alacağının tahsili feshin haksız olup olmadığının tespiti için yapılacak yargılama sonucu karar verilmesini gerektirdiğinden bu nedenle icra inkar tazminatı verilemiyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Erken tahliye nedeniyle makul süre kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada; Türk Borçlar Kanun'unun 325.maddesinde: " kiracı sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder..." denilmek suretiyle hüküm altına alındığı; bu durumda, davacının zararının tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olduğu; ne var ki, tarafların kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünün 8. maddesi ile bu süreyi bir ay olarak belirlediği; her ne kadar davalı kiralanana ait anahtarların 08.03.2014 tarihinde teslim edildiğini belirtse de anahtar teslimine ilişkin yazılı belge getirilmediğinden davacının bildirdiği anahtar teslim tarihi esas alınarak tahliyenin 15.03.2014 tarihi itibariyle gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği-
Kira alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı kiracı tarafından süresinde yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin davada; yerel Mahkemece, 21.06.2010 tahliye tarihi esas alınarak davaya konu olan 32, 33 ve 34 no’lu bağımsız bölümden oluşan kiralanan yerlerle ilgili tahliye tarihinden sonra mahrum kalınan makul süre kira tazminatı da belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebilecek makul süreyle sınırlı ise de; sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 8. maddesinde tarafların bir aylık feshi ihbar süresi belirlemekle bu süreyi bir ay olarak kararlaştırdıkları, bu durumda mahkemece yeniden kiraya vermek için gereken makul süre bir ay kabul edilerek tahliye tarihinden itibaren bir aylık makul süre kira bedelinden kiracının sorumlu tutulması gerekeceği-
Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçlarının, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam edeceği (TBK. mad. 325) ve bu durumda, davacının zararının, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parası olduğu- Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla, kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin tespiti gerektiği, her hangi bir inceleme yapılmadan hukukçu bilirkişinin raporu doğrultusunda hüküm tesisinin isabetsiz olduğu- Davalının ödemeleri belirlenirken davacıya ait banka kayıtlarının getirtilmesi gerekirken davacının cari hesap cetveli ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-Davalı kiracıdan istenen elektrik paralarının ait olduğu dönem itibariyle davalı kiracının taşınmazı kullanıp kullanmadığının araştırılması gerektiği- TBK.'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddelerinin görülmekte olan davalarda da uygulanacağı kabul edildiği- TBK. mad. 120 gereğince, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre belirleneceği, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranının geçerli olduğu- Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebileceğinden (TTK. mad. 8/1)-