Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerektiği- Muvafakatın duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabileceği; ancak bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verileceği- Somut olayda; dava konusu taşınmazdaki davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu olduğu için davacının tereke adına dava açtığı gözetilerek davada iştirakin sağlanması gerektiği-
Miras bırakanın davacı dışında mirasçılarının bulunduğu veraset ilamıyla sabit olduğundan, davada yer almayan ortakların (mirasçıların) olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nın 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekeceği- Mirasbırakan, kadastro tespitinden sonra öldüğüne göre 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü süre uygulanamayacağından, hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazlardaki çekişmeli payların ... ve ...'den olma mirasbırakanı ...'e ait olduğu halde, davalılardan ...'in Tapu Müdürlüğü aleyhine açtığı 2011/503 esas sayılı kayıt tashihi davası sonucunda malik isminin ... kızı ... şeklinde değiştirildiğini ve intikale konu edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile mirasbırakanı olan ... kızı ... adına tapuya tesciline-
Tapu iptali ve tescil isteği-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, mahkemece, dava dışı kalan mirasçı ...’nin davaya muvafakatının alınması, bu yerine getirilemez ise TMK'nun 640. maddesi gereğince atanacak tereke temsilcisi aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davalıdan aldığı 213.000-USD borcun teminatı olarak, ... parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalıya temlik ettiğini, borç ödendiğinde taşınmazın iade edileceği ödenmediği takdirde taşınmazdaki ½ payın satılarak borcun ödeneceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davalının taşınmazın devrine ve satışına yanaşmadığını, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile-
Mirasçılar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu için kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için mirasçıların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği- Keşideci murisin terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olmakla birlikte, menfi tespit talebi yönünden mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı- Menfi tespit davasının tereke üzerinde tasarruf işlemi olmayıp terekedeki hakların korunmasına yönelik bir dava olduğu- Davacının davaya konu kambiyo senedindeki imzanın murisine ait olmadığına ilişkin talebi açısından mahkemece verilen kararın terekeye yönelik verilmiş bir karar olacağı cihetle mahkemece dava dışı mirasçıların muvafakatinin alınması, davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci tayininin zorunlu olmadığına yönelik direnme kararı verilmesi gerektiği-
20. HD. 23.05.2019 T. E: 2016/13185, K: 3612-
Asıl davada talep daraltıldığı, paya hasredildiği halde HMK 26. maddesi hükmü gözardı edilerek asıl dava bakımından da terekeye iade kararı verilmesinin yerinde olmadığı- Davacıya terekeye mümessil tayin ettirmesi için süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucu beklenerek mümessil tayin edilirse davaya tereke mümessili huzuruyla devam edilmesi gerekeceği-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasıyla üçüncü kişiler aleyhinde açılan tapu iptali ve tescil davalarında, terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerektiği, ne var ki, bu kuralın mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri geçerli olduğundan, bir mirasçının diğer bir mirasçı aleyhine açtığı davalarda uygulama yerinin bulunmadığı-