Davacılar yakın mirasbırakanları adına açtıkları tespit davasını babaları olan yakın mirasbırakanın diğer mirasçılarını davalı gösterip onlara tebligat yaptırmak yoluyla taraf oluşumundaki eksikliği gidermeye çalışmış ise de; bu şekildeki usuli işlemle taraf oluşumundaki eksiklik giderilemeyeceği- Davacı tarafa yakın mirasbırakanlarının diğer mirasçılarının davaya olurlarının sağlanması, olmadığı takdirde miras ortaklığına temsilci tayin ettirilmesi için süre verilmesi, bu şekilde taraf oluşumundaki eksiklik giderildiği takdirde yargılamanın kaldığı yerden devam ettirilerek kalan usuli işlemlerin tamamlanması ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Miras ortaklığının mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğu, terekenin, payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan tüm mirasçılara ait olduğundan, tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut olmadığı- Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için birlikte dava açmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri veya TMK. mad. 640 gereğince miras ortaklığına temsilci atanması gerektiği- Mirasçılar arasında terekenin paylaşımı konusunda taksim sözleşmesi olması halinde mirasçıların her birinin kendi hakkı/alacağı için tek başına dava açmasında bir sakınca bulunmadığı- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin açılan davada, tüm mirasçılara tebligat yapılarak murisin terekesinin mirasçılar arasında taksim edilip edilmediğinin, dava konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca murise isabet eden bağımsız bölümlerle ya da gecikme tazminatıyla ilgili tüm mirasçıların katılmasıyla TMK. mad. 676/son'a uygun yazılı taksim sözleşmesinin bulunup bulunmadığının sorulması, taksim sözleşmesi bulunduğunun belirlenmesi durumunda davacı mirasçıların taksim sonucu kendilerine isabet eden bağımsız bölümlere ilişkin gecikme tazminatı isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği- Taksim sözleşmesinin bulunmadığının belirlenmesi durumunda ise; davacı M.A.Y.'ın vefatından sonra bir kısım mirasçılar vekilinin diğer mirasçıların vekaletini sunamamış olduğu gözetilerek, davacı vekiline, davacı murisin terekesine temsilci atanmasını sağlamak üzere süre verilmesi, yargılamanın tereke temsilcisi ya da vekil huzurunda yürütülmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacılar paftada yol olarak görülen bir bölüm yerin 103 ada 15 parsel malikleri adına tescili istemiyle dava açtığına göre davacılara diğer maliklerin davaya katılımlarını sağlamaları veya muvafakatlerini almaları ya da miras şirketi söz konusu ise terekeye temsilci tayin ettirmeleri için süre verilmesi, verilen süre içinde gerekli işlemlerin yapılmaması halinde davanın bu nedenle usulden reddi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranmakta yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemlerin yapılabildiği-
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekeceği, çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekeceği, ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verileceği-
Miras bırakanların ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu, elbirliği mülkiyetinde TMK'nın 640. ve 702. maddeleri uyarınca tüm mirasçıların birlikte dava açmaları, terekeye temsilci atanması ya da diğer mirasçıların davaya dahil edilmesi suretiyle davaya devam olunması gerekeceği-
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı olacağından, bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının keşfen incelenmesi, taşınmazın konumunun düzenlenecek paftada kadim köy ve kasaba ya da şehirlere göre haritasında işaret edilmesi, vakfın niteliği hakkında bu belirlemeden sonra görüş bildirilmesinin zorunlu olduğu- Vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması gerektiğinden, vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilerek, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmesi, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınması ve HMK. mad. 266 uyarınca bilirkişiler kurulu görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerektiği- Araştırma sonucu kayıtlardaki vakıf şerhinin terkini gerektiği kanısına varıldığı takdirde, her bir parsel numarası ve maliki ayrı ayrı yazılarak, davacıların murislerinin ve davacıların müşterek payına hasren infaza elverişli şekilde HMK. mad. 297/2 gereğince hüküm kurulması gerektiği-
Hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, davaya katılmayan ortak mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine TMK'nin 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği-
Mirasçılar arasında da zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan bir davayı birlikte açmaları veya birinin açtığı davaya diğerlerinin onay vermesi gerektiği- İpoteğin kaldırılması isteğine ilişkin açılan davada, taşınmazında ipotek tesis edilen E.H. yargılama sırasında vefat etmiş, mirasçıların miras nedeniyle zorunlu dava arkadaşı haline geldiği- Mirasçılarından G.H. 17.09.2014 günlü duruşmada davayı takip etmeyeceğini imzalı beyanı ile belirttiği, HMK. mad. 60 uyarınca zorunlu dava arkadaşları ancak birlikte dava açabileceklerinden mirasçı G. de davayı takip etmek istemediğini belirttiğinden E.H. terekesine TMK. mad. 640 gereğince temsilci atanması gerektiğinde, terekeye temsilci atanması için davacıya süre verilerek dava şartı olan taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
İnşaî dava niteliğini taşıyan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olduğunda; davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi; bu yolla davanın görülebilirlik koşulu yerine getirtildikten sonra esası hakkında hüküm kurulması gerekeceği- Çekişmeli taşınmaz orman niteliği ile ... adına tapuda kayıtlı olup, bu tapu kaydının iptali istendiğine göre, kanun gereği, tapu kaydı iptali davalarının tapu maliki aleyhine açılması gerektiği, bu bağlamda ...nin de davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra, tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-