Kişilik haklarının, «kişinin doğumla kazandığı bağımsız varlığını ve bütünlüğünü oluşturan; hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve özgürlüğü, onuru, ismi, resmi, sırları ile aile bütünlüğü, sosyal ve duygusal değerlerinin tümü»nü ifade ettiği-
Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve uslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilme gerekeceği–
Kişilik haklarına saldırının varlığı değerlendirilirken, siyaset adamlarının söz ve davranışlarının kamuya açık olması gerektiğinin ve yapılan eleştirilerin de kamusal ilgi ve kamu yararı gereğince sert olabileceğinin gözönünde tutulacağı–
Davranışları kamuoyunu yakından ilgilendiren bir politikacı hakkında yapılan yayında hiç gerekmediği halde önceki bir olayla bağlantı kurulmasının kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Manevi tazminatın manevi huzuru sağlamaya yönelik olması gerekeceği ve mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç eden bir ceza olamayacağı–
Karşılıklı sarf edilen söz ve ifadelerin 3. kişilerce duyulmamasının ceza hukuku açısından önem taşıyacağı, tazminat davasında ise hukuka aykırılığın tespiti için 3. kişilerce duyulmasının gerekli olmadığı–
E.in suç teşkil etmesi durumunda yayın sahibinin cezai sorumluluğunun bulunmadığı ve yayın sahibi için haksız eylemlerde uygulanan 1 yıllık zamanaşımı süresinin gözönünde tutulması gerekeceği–