Manevi tazminat istemiyle dava açılan davacı şirketin, olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 670 sayılı KHK'da belirtilen kuruluşlar arasında yer aldığı ve hak ile alacaklarının Hazineye devredildiği anlaşıldığından, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulması gerektiği-
Manevi tazminat isteminde bulunan davacı üniversitenin olağanüstü hal kapsamında çıkarılan 670 sayılı KHK'da belirtilen kuruluşlar arasında yer aldığı ve hak ile alacaklarının Hazineye devredildiği anlaşıldığından, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere kararın bozulması gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan tazminat isteminin dayanağının haksız fiil olduğu- Haksız fiil failine yemin teklif edilemeyeceği-
Davalının davacı hakimin yaptığı işlemlerden dolayı Adalet Komisyonu Başkanlığı’na verdiği şikayet dilekçesinde, ''İş bu davanın yargılamasının devam ederken davacı tarafından ... tarihinde dava açıp, aynı gün içinde karar verilmesi de düşündürücüdür'' şeklindeki ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek mahiyette olmadığı-
Haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi- Davalıların, davacı hakkında iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, başkasını bir malın teslimi veya bir malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle yağma, birden fazla kişi tarafından yağma eylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle şikayetçi oldukları, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda yeterli delil ve emare görülerek kamu davası açıldığı nazara alındığında davalıların şikayetçi olmasında az da olsa emareler bulunduğu, şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığının kabulü ile istemin tümden reddi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi zararın giderilmesi istemine ilişkin davada  davalı tüzel kişinin temsilcisine husumet yöneltilebileceği-
Davaya konu yayını bir bütün olarak değerlendirildiğinde, güncel olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı amacı taşımadığının anlaşılması halinde basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalının, çalıştığı eski şirket hakkında hakkında sarf ettiği hoşa gitmeyen, sarsıcı hatta rahatsız edici, icapsız, kaba ve kişisel değer yargısı niteliğindeki ifadeler nedeniyle, davacı şirket lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği, ifade özgürlüğüne yönelik sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiği-
Davalının davacı hakkında tehdit ve cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle şikayetçi olduğu, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan şikayet sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek ceza davası açıldığı nazara alındığında, davalının şikayetçi olmasında bir takım az da olsa emareler bulunduğu, şikayetin olağan kuşku üzerine somut emarelere dayandırılarak yapıldığının kabulü ile haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteminin tümden reddi gerektiği-
Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı halinde, bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğunun kabul edileceği, aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılması gerektiği-