Dava konusu taşınmazın tahliyesine karar verilebilmesi için takibin bütün kiralayanlar tarafından yapılması ve davanın da birlikte açılması gerektiği (zorunlu dava arkadaşlığı), temerrüt ihtarı yerine geçen takipteki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün olmadığından, bu şekilde yapılmayan takip sonucu düzenlenen ödeme emrinin davacıya tahliye hakkı vermeyeceği-
“Yazılı kira sözleşmesinin bir örneğinin (fotokopisinin) takip talebine eklenmediğine” ilişkin iddianın “şikayet” niteliğinde olup, 7 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği –İİK’nun 269/d maddesinde aynı Kanun’un 58 ve 61. maddelerine atıfta bulunulmamış olduğundan, “takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne sunulan kira sözleşmesi örneğinin ayrıca ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edileceği” yönünde bir hüküm bulunmadığından, borçluya takip dayanağı sözleşme örneğinin ödeme emri ekinde tebliğ edilmemesinin yasaya aykırı bulunmadığı-
Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve belediyelerin 2886 s. K. uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilecekleri- Ecrimisil olarak alınması gereken paranın "kira parası" adı altında alınmış veya ödenmiş olmasının, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmeyeceği- Belediyelere 2886 s K.nun 75. maddesinden yararlanma hakkı tanıyan değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonraki dönemin bittiği tarihi itibariyle sözleşmenin sona erdiğinin kabulü gerektiğinden, artık bu tarihten sonra yasa gereği sözleşmenin yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmayacağı ve davalı kiracının fuzuli şagil durumuna düşeceği ve bu durumda davacı idarenin İİK'nın 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkulün ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemeyeceği-
İİK'nun 36. maddesinin hem genel mahkemeler hem de icra mahkemesi tarafından İİK mad. 269 ve 276 maddelerine göre verilen tahliye kararları hakkında uygulanacağı ve borçlu kiracıdan istenecek güvence miktarının "üç aylık kira bedeli" olduğu-  İcranın durdurulması için İİK 36 uyarınca icra dosyasına yatırılan güvence parasının "kira parası" olmayıp teminat niteliğinde olduğu-
Kira alacağının tahsiline ilişkin davada, 30 günlük süre içerisinde kira alacağı ödenmiş olup fer'ileri olan faiz, icra gideri, avukatlık ücreti vs, gibi kısımların ödenmemesi temerrüde esas alınıp tahliye kararı verilemeyeceği-
İcra takibi bırakılıp genel hükümler çerçevesinde dava açıldığı takdirde İİK.'nun 269/d maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı-
Kira sözleşmesinde yer alan 'muacceliyet kaydı'nın ('kira bedelinin gününde ödenmemesi halinde kalan ayların kira parasının muaccel olacağına' ilişkin kaydın) geçerli olacağı (Not: 6098 s. yeni TBK. mad. 346 ile ile kira sözleşmelerine konulan 'muacceliyet kayıtları'nın geçerli olmayacağı öngörülmüştür. Ancak; 6353 s. ve 04.07.2012 tarihli K.'nun 53. maddesi ile değiştirilen geçici madde 2'de "kiracının Türk Ticaret Kanunu'nda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu iş yeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344, 346 ve 354'üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanmaz. Bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerde mülga Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır." denilmiş olduğundan maddenin kapsamına giren kiralık yerlerde eskiden olduğu gibi kira sözleşmelerine konulan "muacceliyet kayıtları" geçerliliğini sürdürecektir.)
Kiracı-borçlunun takip dayanağı kira sözleşmesi altındaki imzaya karşı koyarak kira sözleşmesini kabul etmemesi halinde, yetkileri sınırlı olan icra mahkemesince imza incelemesi yaptırılamayacağından, icra mahkemesince –İİK.’nun 269/I maddesi gereğince– “uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiği” inden bahisle, alacaklının “itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-borçlunun itiraz dilekçesini davacı-alacaklıya tebliğ ettirmemiş olması halinde, İİK.’nun 269/III maddesi gereğince, tahliye davasının süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-