Alacaklının tebliğ edilmeyen ödeme emrine dayanarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunamayacağı-
Davalı borçluya ödeme emrinin 15.4.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yedi günlük yasal itiraz süresinden sonra 25.4.2011 tarihinde icra müdürlüğüne itirazda bulunmuş ise de, davalı borçlu tarafından itiraz yasal sürede yapılmadığından takibin kesinleştiği, bu durumda davacının itirazın kaldırılmasını istemesinin yasal dayanağının bulunmadığı, davacı dava dilekçesinde münhasıran itirazın kaldırılmasını istemiş olmakla ve açıklandığı üzere takipte yasal sürede itiraz edilmeyerek icra takibi kesinleşmiş olduğundan, davacının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığından, istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Kiralayan tarafından başlatılan bir takip ve açılan dava bulunmadığından ve takip talepnamesindeki bu eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün olmadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının,davalıya gönderdiği ihtarda “kiraların en kısa zamanda ödenmesini” ihtar ettiği, Borçlar Kanunu’nun 260.’ncı maddesi gereğince kira paralarının ödenmesi için “30 günlük” süre verilmesinin gerektiği, Borçlar Kanunu’nun 260.’ncı maddesi gereğince 30 günlük ödeme süresi verilmeyen ihtarın geçerli bir temerrüt ihtarı olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle şartları oluşmayan temerrüt nedeniyle tahliye davasının da reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Başlatılan takip sonucu gönderilen ihtarlı ödeme emri tüm mirasçılar veya pay paydaş çoğunluğunu sağlayan malikler tarafından gönderilmediğinden hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan ihtarlı ödeme emrine dayanarak tahliye kararı verilemeyeceği-
Yasal ödeme süresi olan otuz günlük süre dolmadan icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulmaması gerekeceği-
Davalının imzanın “şahsına” ait olmadığı yönündeki itirazı, İİK.nun 269/2 maddesi kapsamında teknik manada “imzanın açıkça ve kesin olarak reddedilmesi” niteliğinde olmadığı-
Dosya kapsamından kiraya verenin ölü olduğu, icra takibini yapan ve davayı açan kişiden başka mirasçılarının bulunduğu anlaşıldığından, takip kira sözleşmesine dayalı olduğuna göre icra takibinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması ve davanın da birlikte açılması gerekeceği, takip ve dava şartı olan bu yasal gereklilik yerine getirilmeden yapılan takip üzerine açılan davanın reddi gerekeceği-
Dava bizzat asıl kiralayan tarafından açılmış olduğundan, takibin başlatılmasında ve davanın açılması ve yürütülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Alacaklının takip talebi üzerine düzenlenen Örnek 13 ödeme emrinde yedi günlük itiraz süresi ve otuz günlük ödeme süresinin yazılmadığı, yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemeyeceği ve bu ödeme emrinin geçerli bir ödeme emri olduğu kabul edilemeyeceği-