İlamda hükmedilen işçilik alacaklarının, ilam vekalet ücreti, yargılama gideri ve faizlerinin tahsili için 12.12.2013 tarihinde takip başlatıldığı, İcra Mahkemesi'ne gönderilen Beylikdüzü PTT Merkez Müdürlüğü'nün 03.03.2014 tarihli cevabında, 10.12.2013 tarihinde 3 defa 3000,00 TL miktarında ve bir defa 1500,00 TL miktarında havalenin itiraz dilekçesine ekli makbuzlardan da anlaşılacağı üzere, konutta ödemeli olarak gönderildiği, alıcı tarafından da çekilmediğinin bildirildiği, icra takibi 12.12.2013 tarihinde başlatıldığına göre, takipten önce gönderildiği anlaşılan havalelerin alıcıya konutunda ulaştığı tarih ve alacaklının temerrüdünün oluşup oluşmadığının önem taşıdığı, mahkemece ilgili PTT şubesinden bu konuda açıklama alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin her ayın ilk on gün içerisinde ödeneceği kararlaştırıldığına göre takip tarihi itibariyle 2012 yılı Haziran ayına ait kira bedelinin muaccel hale geldiği, buna göre 15/10/2011 ila 15/06/2012 arası dönem için 9 aylık kira farkı hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
İflas eden şirketin ticaret sicilden kaydının silinmiş olması halinde tüzel kişiliği kalmadığı, buna göre Mahkemece, davalı borçlu şirketin ticaret sicil kaydı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlunun itirazında 2015 yılına ait aylık kira miktarına itiraz ettiğine ve kira sözleşmesinde kira artış oranına ilişkin açık düzenleme yer aldığına göre Mahkemece 2014 dönemine ait aylık 425,00 TL olan kira miktarına on iki aylık ortalamaya ait ÜFE oranını geçmeyecek şekilde artış uygulanarak 2015 yılına ait ödenmesi gereken aylık kira miktarı bulunup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kira başlangıç tarihinden itibaren artış şartı uygulanmak suretiyle aylık kira miktarı hesaplanarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı borçlunun kabul ettiği 6.530,00 TL'nı otuz günlük ödeme süresi içerisinde ödediğine göre kabul ettiği borç yönünden temerrüte düşmediği, ancak itiraza uğrayan alacak yönünden temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekmediği, bu durumda Mahkemece itirazın kaldırılması talebinin tefrikinin doğru olmadığı, mahkemece, itirazın kaldırılması ve tahliye davasının birleştirilerek davalı borçlunun borcu bulunup bulunmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken itirazın kaldırılması davasının tefriki ile tahliye talebinin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davaya dayanak yapılan ve ödenmediği iddia olunan kira bedellerinin tahsili amacıyla, davalı hakkında başlatılan .... İcra Dairesi’ne ait 2015/... sayılı icra takip dosyasında, İcra Müdürlüğü’nce düzenlenen ödeme emrinde yasal ödeme süresi olan otuz günlük süre yerine, borçluya yedi günlük bir ödeme süresi verildiği, oysa, İcra İflas Kanunu’nun 269. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesinde yer alan otuz günlük yasal sürenin, ödeme emrinde gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle otuz günlük ödeme süresi bulunmayan ödeme emri temerrüde esas alınamayacağından buna dayanılarak tahliye kararı verilemeyeceği-
yazılı kira sözleşmesinde birden fazla kiracının var olduğu anlaşıldığından kiralayanın, mecburi takip arkadaşlığı sebebiyle, kiracıların hepsine karşı birlikte ilamsız tahliye takibi yapmasının zorunlu olduğu, davacı kiralayan tarafından sadece davalı H. Ç.aleyhine kira bedellerinin tahsili amacıyla takip yapılarak tahliye istenmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Mahkemece, tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Sözleşmedeki imza, İİK.nun 269. maddesi uyarınca borçlu tarafından açıkça reddedilmediğinden kira sözleşmenin kabul edilmiş sayılacağı-
Davalı borçlu itirazında, kira ilişkisine itiraz etmemiş, aksine alacaklı ile aralarında kira ilişkisi bulunduğunu ve aylık kira bedelinin ... TL olduğunu kabul etmiş olduğundan, davalı borçlunun (kira sözleşmesi ve teknik şartnameye göre yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün kiraya verenlere ait olduğu, bu yükümlülüğün kiraya verenlerin kusuru ile yerine getirilememesi nedeni ile müvekkili şirketin kira borcu doğmadığı bu şekildeki itirazının akde değil, borca itiraz niteliğinde olduğu- Borçlunun, itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı- Davalı borçlu takibe itirazında açıkça ve ayrıca sözleşmeye karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi kesinleşmiş olacağı ve uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmadığından, alacaklı davacının, itiraz üzerine davalı ile aralarındaki kira ilişkisine istinaden itirazın kaldırılmasını istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemişse de, tahliye istemli davada dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya usule uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalı savunma yapmamış olduğundan, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekeceği- Bu tarih itibariyle, borçlu, tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından, yapılan tebligatın kesinleşmiş olduğu- İcra mahkemesinin ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağı- Kesinleşen takip üzerine yasal sürede ödemede bulunmadığından borçlunun temerrüdünün gerçekleşmiş olduğu ve mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerektiği-