Mahkemece, davacı vekiline ön inceleme duruşma gün ve saatinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği hususu gözardı edilerek, dosyanın işlemden kaldırılması ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kamulaştırma kararını veren yetkili idare tarafından usulüne uygun olarak verilmiş kamulaştırmadan vazgeçme kararı bulunmadığı anlaşıldığından; davacısı ve davalısı tarafından takip edilemeyen davada HMK. mad. 150/1 gereği dosyanın işlemden kaldırılması gerekeceği; bunun yerine kamu yararı kararının geri alındığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İmzaya itirazın icra mahkemesince duruşmalı olarak inceleneceği, taraflarca taklip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verileceği-
Vekili olan avukatın istifa ettiği Almanya'da yaşayan davacı-asile bildriilmiş olup, duruşma saatinden önce mahkemeye ulaştığı anlaşılan sağlık rapor içeriğine göre "elden aşağısının felçli ve bakıma muhtaç durumda olduğu" anlaşılan davacının duruşmada mazeretli olduğu kabul edilerek, mazeretinin kabulü ile yeni duruşma gününün kendine bildirilmesine karar verilmesi gerekirken, dosyanın HMK'nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılması ve akabinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı ve davacı vekilinin mahkemeye ibraz ettikleri yazılı beyanlarında davayı takipten vazgeçildiğinin açıkça ifade edilmesi durumunda, bu hususun kesin hükmün bütün sonuçlarını doğuran "davadan feragat" olarak değerlendirilemeyeceği; davacı vekilinin davayı takipten vazgeçtiklerini beyan etmesi karşısında, davalı idareye takip yetkisi sorularak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davanın açılmamış sayılması kararının temyizi kabil nitelikte olduğu, ancak, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeyerek veya temyiz aşamasından geçerek kesinleşmesini aramaya gerek olmadığı, derdestliğin, dosyanın işlemden kaldırılması halinde, devam eden süreçte davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği durumda işlemden kaldırma tarihinden itibaren 3 aylık süre ile sınırlı olduğu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu, ancak bu hükümlerin davanın açılmamış sayılmasını gerektiren şartların salt doğumu ile kendiliğinden ortadan kalkacağı ve derdest olmaktan çıkaracağı-
Davacı alacaklının ticari senetlerin tahsili yöntemine başvurmaksızın kira alacağının tahsili için doğrudan icra takibi yapması usul ve yasaya aykırı olup, senet bankaya tahsile verilmeyip alacaklının elinde ise alacaklı borçlunun ayağına gidip senedi verip bedelini alması gerekir alacaklı bu yola gitmeden doğrudan doğruya keşide ettiği ihtara dayanarak temerrüt nedeniyle tahliye isteyemeyeceği, bu nedenle tahliye talebinin reddine karar vermek gerekeceği-
Mahkemece, davacı şirket vekilinin vekaletinin son bulduğuna dair yazılı beyanından sonra davacı şirket iflas idaresine duruşma gününü tebliğ ederek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken iflas etmesi nedeniyle taraf sıfatı kalmayan davacı şirket vekiline vekalet görevinin son bulduğunu belirtmesine rağmen duruşma günü bildirilerek duruşmaya gelmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
Mahkemece 25.09.2013 tarihinde 10:55 saatinde dosyanın duruşmasının yapılarak davacının mazeretsiz duruşmaya gelmediğinden bahisle davanın takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, sonrasında da davanın 3 aylık yasal süre içerisinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılması yönünden hüküm kurulduğu, bu durumda mahkemece anılan mazeret üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece,HMK'nun 150 /5 maddesi gereğince Davanın Açılmamış Sayılmasına karar verildiğine ve davalı taraf da kendisini vekille temsil ettirdiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi gereğince davalı lehine vekalet ücreti verilmesi gerekeceği-