Yabancı para alacağına dayalı takiplerde alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istemiş olması halinde; vâde tarihi bulunan senetlerde «vâde tarihinden tahsil tarihine kadar», vâde tarihi bulunmayan senede dayalı takiplerde ise, «takip tarihinden tahsil tarihine kadar» ilamlı takiplerde ise; «dava tarihinden tahsil tarihine kadar» ‘yabancı para faizi’ (3095 s.K. 4/a), «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istememiş olması -yani; takip tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemiş olması halinde- vâde tarihinden takip tarihine kadar «yabancı para faizi», takip tarihinden tahsil tarihine kadar ise «avans (reeskont) faizi» (3095 s.K.) isteyebileceği–
Yabancı para alacağını içeren ve kambiyo senedi niteliğini taşımayan bir senede dayanarak «takip tarihindeki kur üzerinden» takip yapan alacaklının, takip tarihinden tahsil tarihine kadar borçludan «yasal faiz» isteyebileceği–
Takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının takip talebi ve ödeme emrinde veya bunlardan sadece birisinde gösterilmemiş olması ve borçlunun icra dairesine itiraz ederek takibi durdurması halinde, icra mahkemesince «borçlunun itirazının kaldırılmasına» değil «alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine» karar verilmesi gerekeceği-
Kısmi ödeme halinde, BK. mad. 84 hükmünün (şimdi; TBK. mad. 100) icra müdürü tarafından doğrudan doğruya uygulanacağı, bunun için alacaklının takip talebinde ayrıca talepte bulunmuş olasına gerek bulunmadığı–
Takip konusu senetteki borca «borçlu olmadığı»ndan bahisle itiraz etmiş ve bu itirazı kabul edilmiş olan borçlunun tazminat talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği—
Ölü kişi (borçlu) hakkında takip açılamayacağı ve yapılan takibin, borçlunun mirasçılarına yöneltilemeyeceği (mirasçıların hakkında, yeni bir takip yapılması gerekeceği)–
Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…