Yapmış olduğu takipten feragat etmiş olan alacaklının hakkın özünden (alacağından) feragat etmiş olmayacağı, daha sonra aynı alacağı için yeniden takipte bulunabileceği–
«Çek bedelinin ödenmemesi»ne yönelik verilmiş olan tedbir kararının icra takibi yapılmasını engellemeyeceği—
4969 s. K’nun geçici 2. maddesi gereğince mahkemece verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının, borçlu şirket hakkında icra takibi yapılmasını önler nitelik taşımadığı–
«Takip talebinin İİK.’nun 58, ödeme emrinin de İİK.’nun 60. maddelerine uygun olarak düzenlenmediği»ne ilişkin başvurunun şikayet yoluyla icra mahkemesine (tetkik merciine) bildirilebileceği-
«Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediği»ne ilişkin iddianın İİK. 16 uyarınca «şikayet» niteliğinde olduğu—
Kredi sözleşmesinde «müşterek borçlu ve müteselsil kefil» konumunda olan «ipotek borçlusu» ve hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan da, takip yapılabileceği–
«Tanzim yeri» unsurunu içermediği için “bono” niteliğinde bulunmayan senedin ciro yoluyla devredilemeyeceğinden, bu şekilde devredilerek alacaklı durumuna gelmiş olan kişinin, bu senedi genel haciz yoluyla dahi takip konusu yapamayacağı-
BK. 101 (şimdi; TBK. mad. 117) uyarınca «kesin vâdeli sözleşmeler»de, temerrüt tarihinin, «banka tarafından tüketiciye gönderilen son hesap tarihinde belirtilen tarih» olduğu, ancak kredi kartı borçlarının, BK’nun 101/II’de (şimdi; TBK. mad. 117/2) öngörülen «miktarı önceden belli olan kesin vâdeli borç» niteliğinde olmadığı, bu nedenle, kredi karşı borçlarında temerrüt tarihi bakımından anılan maddenin uygulama alanı bulmadığı–
«Takip dayanağı belgelerin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediği»ne ilişkin iddiaların -İİK. 58/3 ve 61/1’e dayalı- «şikayet» niteliğinde olduğu, bu başvurunun «itiraz» olarak değerlendirilemeyeceği-