BK. 101 (şimdi; TBK. mad. 117) uyarınca «kesin vâdeli sözleşmeler»de, temerrüt tarihinin, «banka tarafından tüketiciye gönderilen son hesap tarihinde belirtilen tarih» olduğu, ancak kredi kartı borçlarının, BK’nun 101/II’de (şimdi; TBK. mad. 117/2) öngörülen «miktarı önceden belli olan kesin vâdeli borç» niteliğinde olmadığı, bu nedenle, kredi karşı borçlarında temerrüt tarihi bakımından anılan maddenin uygulama alanı bulmadığı–
«Takip dayanağı belgelerin ödeme emri ekinde borçluya gönderilmediği»ne ilişkin iddiaların -İİK. 58/3 ve 61/1’e dayalı- «şikayet» niteliğinde olduğu, bu başvurunun «itiraz» olarak değerlendirilemeyeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istemiş olması halinde; vâde tarihi bulunan senetlerde «vâde tarihinden tahsil tarihine kadar», vâde tarihi bulunmayan senede dayalı takiplerde ise, «takip tarihinden tahsil tarihine kadar» ilamlı takiplerde ise; «dava tarihinden tahsil tarihine kadar» ‘yabancı para faizi’ (3095 s.K. 4/a), «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istememiş olması -yani; takip tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemiş olması halinde- vâde tarihinden takip tarihine kadar «yabancı para faizi», takip tarihinden tahsil tarihine kadar ise «avans (reeskont) faizi» (3095 s.K.) isteyebileceği–
İhtiyari dava (takip) arkadaşı sayılan müteselsil borçlulardan yalnız birine karşı takip yapılabileceği gibi, aynı takip talebiyle hepsine karşı da icra takibinde bulunulabileceği, ancak HUMK’da (şimdi; HMK.'da) «dahili dava» kurumu öngörülmemiş olduğundan, takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen «müşterek borçlu» için sonradan takip harcı yatırılmak suretiyle bu kişinin önceki takibe dahil edilemeyeceği—
Takip tarihinde ergin olmuş olan çocuk için, annesinin nafaka alacağı için takipte bulunamayacağı–
Takipten sonra borçlu bankaya T.M.S.F. tarafından el konulması halinde, yeni oluşan tüzel kişiliğe tekrar ödeme emri tebliğinde usulsüzlük bulunmadığı (çünkü bu durumda; «takipte taraf değişmesi»nin söz konusu olmadığı)–
Takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının takip talebi ve ödeme emrinde veya bunlardan sadece birisinde gösterilmemiş olması ve borçlunun icra dairesine itiraz ederek takibi durdurması halinde, icra mahkemesince «borçlunun itirazının kaldırılmasına» değil «alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine» karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden yabancı paranın Türk parası karşılığını» isteyebileceği–
Temerrüt faizinin, borçlunun temerrüde düştüğü günü izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı–