İcra takibi devam ederken dayanak ilamın alacaklı lehine bozulması halinde, usul ekonomisi ilkesi gereği aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılmak suretiyle bozmaya uyularak verilen yeni hükme göre ek taleplerin borçluya gönderilecek icra emri veya muhtıra ile talep edilmesinin mümkün olduğu- Alacaklı vekilinin nafaka artırımı ilamına dayanarak haciz ve alacak talep ettiği tarih itibariyle, takip dayanağı ilk ilamla talep edilen alacaklar yönünden dosya borcunun ödenip ödenmediğinin belirlenmesi; icra mahkemesinde bu hususa konu şikayetin derdest olduğu görüldüğünden, verilecek kararın bekletici mesele yapılması, anılan mahkemece bu tarih itibariyle önceki alacaklardan dolayı dosya borcunun kalmadığının belirlenmesi halinde haciz talebinin artırılan nafaka miktarına ilişkin olacağı ve bu durumda henüz bu alacaklar için icra emri veya nuhtıra gönderilmemiş olduğundan takibin kesinleşmediği ve haciz uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davada, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı yönünden, bozma ilamı sonrası, davanın konusunun kalmadığı- Müşterek müteselsil sorumlulukta borçlulardan birinin borcu ödemesi ile diğer borçlunun da borçtan kurtulacağı- Bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada yeni kusur durumuna göre davacı tarafın hak edeceği maddi tazminat tutarı, davalının kullandığı aracın dava dışı zorunlu trafik sigorta şirketince daha önceden yapılan ödemeyle fazlasıyla karşılandığından maddi tazminata ilişkin borcun sona ereceği ve maddi tazminat bakımından davanın konusunun kalmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinin isabetli olduğu, bu davalı tarafından davacı tarafa icra kanalıyla fazladan yapılan maddi tazminat ödemesinin (İİK. mad. 40) icranın iadesi hükümlerine göre ileride davacıdan talep edilebilmesi hakkı bakımından, davalının, yeni kusur oranına göre aslında sorumlu olması gereken maddi tazminat miktarı bakımından da bir tespitte bulunulması gerektiği- İlamlı icra emrine itiraz etme hakkı olmayan ve bu nedenle hakkındaki icra takibi kesinleşen borçlunun, takibi durdurabilmek için bu borcu cebri icra tehdidi altında ödemekten başka çaresi olmadığı ve bu durumda, iradi olarak borcun ödenmesinden bahsedilemeyeceği- İlk ilamda %75 kusur oranına göre davalı 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiği halde, bozma ilamı sonrası davalının kusur oranının %35’e düştüğünden, yeni kusur durumu, maluliyet derecesi, ekonomik ve sosyal durum, duyulan acı gibi nedenler dikkate alınarak ilk ilamda belirlenen manevi tazminattan daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
İİK’nun 40/2. maddesi hükmünün ilamlı takiplerde uygulanabileceği, tahliye istemli takip bakımından anılan maddenin uygulanamayacağı-
Bozma kararından sonra, bozmaya uyularak verilen kararla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacakları için yeni bir icra emri veya muhtıra gönderilmesi suretiyle bu alacakların tahsilinin mümkün olduğu, bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve sonraki takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Bozma üzerine henüz bir karar verilmediği ve buna göre bozma sonrası borçlu lehine verilen ve kesinleşen bir ilam mevcut olmadığı anlaşıldığından, alacaklı tarafa ödenen meblağın İİK. mad. 40/2 uyarınca geri istenemeyeceği-
Alacaklının düzeltilerek onama ilamında belirtilen ve miktarı artırılan icra inkar tazminatı alacağı için önceki dosyadan takibe devam olanağı bulunduğundan ikinci takibin iptali gerekeceği-
Bozma ilamından sonra verilen kararın kesinleşmiş ise, verilen yeni ilama göre iadesi gereken (avukatlık ücretinin) tutarın belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İlamın bozulması halinde İİK. mad. 40 uyarınca hacizlerin kaldırılmasına karar verilmezse de, borçlunun maaşından yapılan kesintilerin durdurulması gerektiği-
İlam, yıllık izin ücretine ilişkin alacak kalemi yönünden bozulmuş, kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ise bozma konusu yapılmamış olup şikayete konu takibin, anılan bozma kararından sonra başlatıldığı ve takibe yıllık izin ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının konu edildiği anlaşıldığından, bozma kararı takip tarihinden önce ve yıllık izin ücret alacağı yönünden verilmiş olmasına rağmen, mahkemece hatalı değerlendirme ile takipten sonra tüm alacak kalemlerine ilişkin bozma kararı mevcut olduğundan yola çıkılarak borçlu tarafın hukuki yararı bulunmadığı sonucuna varılmasının hatalı olduğu- Mahkemece, takibe konu yıllık izin ücret alacağı yönünden icra emrinin iptaline, takip konusu diğer alacak kalemleri yönünden ise şikayetin esasının incelenerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerektiği-
Açık bir onama hükmü bulunmasa da, taleplerden biri veya daha fazlası hakkındaki yerel mahkeme kararına ilişkin temyiz itirazları Yargıtay'ca reddedilmiş ve böylece kararın o bölümü bozma kapsamı dışında bırakılmış ise, reddedilen temyiz itirazlarının bulunduğu karar bölümünün onanmış sayılacağı- Bozma nedeni dışındaki diğer bentler için ilam davalısının temyiz itirazları reddedildiğinden, bu alacaklar yönünden icra takibinin devamında bir usulsüzlük bulunmadığı-
