Alacaklının, takibine dayanak yaptığı ilamın bozulması üzerine icra muamelelerinin olduğu yerde duracağı, bozma kararından sonra, verilen kararla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacaklarının muhtıra gönderilmesi suretiyle tahsilinin mümkün olduğu, bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip mükerrerlik oluşturacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edeceği-
İlamlı icra takibi başlatıldığı, borçlunun başvurusu üzerine teminat karşılığı tehiri icra kararı verildiği bilahare ilamın alacaklı lehine bozulması üzerine alacaklının teminatın paraya çevrilmesi, fazla çalışma ücreti için muhtıra çıkartılması talebinin icra müdürlüğünce reddi üzerine; icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulduğu, mahkemece şikayete konu kararda bozma konusu yapılmayan hususlar yönünden teminatın paraya çevrilmesi ile fazla mesai ücreti yönünden ise de ek takip talebinde bulunulmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddedildiği, iş mahkemesince verilen yeni kararın kesinleşmesi gerektiğinden bahisle şikayetin reddine karar verilmişse de, iş mahkemesi kararlarının infazı için kararın kesinleşmesi gerekmediği gibi bozma dışında kalan kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacağı yönünden teminatın paraya çevrilmesi isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra edilen ilam hükmünün bozulması halinde, ödeme yapan kişinin borçlu olmadığının ancak kesinleşen bir ilamla belirlenmesinden sonra icranın eski hale iade edilebileceği- Alacaklı (iade borçlusu) tarafından tahsil edilen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarihte temerrüt gerçekleştiğinden, borçlunun (iade alacaklısı) ancak bu tarihten itibaren yasal faiz isteyebileceği-
Şikayet dilekçesinde de yer almadığı halde satışı yapılan taşınmaz hissesi için alacaklının daha önce açmış bulunduğu tasarrufun iptali davası sonucunda verilen kararın ihale tarihinden önce Yargıtay tarafından bozulduğu hususunun fesih sebebi olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Takibe dayanak ilamın bozulmasından sonra mahkemece yargılama yapılarak verilmiş bir karar sunulmadığından, takibin bozma ilamı ile olduğu yerde duracağından, İİK mad. 40/1 uyarınca, takibin durmuş olması nedeniyle konulan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayetin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararından sonra mahkemece bozmaya uyularak verilen ilamla, alacaklının yeni bir icra emri veya muhtıra düzenlenmesini isteyerek duran takibine devam etmesinin mümkün olduğu- Gerek bozma ilamı gerekse de mahkemece bozma üzerine verilen karar dosyaya ibraz edilmeden alacaklının herhangi bir icra takip işlemi yapılmasını talep edemeyeceği-
Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durduracağı, bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk etmesi halinde ayrıca hükme hacet kalmaksızın icranın tamamen veya kısmen eski hâline iade olunacağı- Nafakanın artırılması davasında hükmedilen iştirak nafakasının, bozma ilamı ve sonrasında, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına dair kararının kesinleştiği tarihe kadar devam edeceği, icra müdürlüğünün; davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bahisle tüm aylar yönünden artırım öncesi nafaka miktarı esas alınarak dosya hesabı yapılması ve bu hesaplamaya istinaden fazla ödeme yapıldığına ilişkin tespitinin yerinde olmadığı-
Kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan mahsup edileceği kuralının bulunduğu-
Takip dayanağı ilamının, bozulması üzerine İİK. mad. 40/1 uyarınca takibin olduğu yerde durması gerektiği, takip dosyasına, dayanak ilamın bozulmasından sonra mahkemece yargılama yapılarak verilen, kesinleşmiş bir karar sunulmadığı da görülmüş olup icra müdürlüğünün haciz ihbarnamesi gönderilmesi yönündeki işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra işlemleri devam ederken ilamın bozulması halinde icra takibinin olduğu yerde duracağı, ilamlı icra takibinin iptal edilemeyeceği, Yargıtay bozma ilamının ibrazına kadar yapılan icra işlemlerinin ise geçerli olduğu, alacaklının, bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurması halinde dahi icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı, bu nedenle takibin durdurulmasının mahkemeden talep edilmesinde ise hukuki yararın bulunmadığı-