Borçlunun, ilam kesinleşmeden ilamın icraya konulamayacağı yönünde bir şikayeti bulunmamasına rağmen, mahkemece, talep aşılıp bu husus değerlendirme konusu yapılarak icra emrinin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- İcra işlemleri devam ederken ilamın bozulması halinde icra takibinin olduğu yerde duracağı, ilamlı icra takibinin iptal edilemeyeceği, Yargıtay bozma ilamının ibrazına kadar yapılan icra işlemlerinin ise geçerli olduğu, alacaklının, bozma ilamına karşı karar düzeltme yoluna başvurması halinde dahi icra işlemlerinin olduğu yerde duracağı, bu nedenle takibin durdurulmasının mahkemeden talep edilmesinde ise hukuki yararın bulunmadığı-
Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde, ilk takibe konu alacağın, borçlulardan B. ... A.Ş. tarafından ödenerek icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığını, şikayete konu takibin derdest takip olmayıp, takibe dayanak ilamın bozulmasından sonra verilen karar üzerine ilk takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini içerdiğini, bu nedenle ortada mükerrer takip bulunmadığını belirterek şikayetin reddini talep ettiği, temyiz aşamasında ibraz ettiği beyan dilekçesi ekinde de, ilk takip dosyasının infazen kapatıldığına ilişkin icra müdürlüğünce düzenlenmiş olan belge fotokopisi sunduğunun anlaşıldığı, alacaklının cevap dilekçesi ile temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belge karşısında; mahkemece İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanlarının alınması, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ilk takip dosyasının infaz edilip edilmediği, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemece, alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasına, alacaklı tarafından yapılmış bir ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa, ödenen miktarın iadesinin, İİK'nun 40. maddesi uyarınca; alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasından geri istenebileceğinin gözetilmesi, ilamlı takip dosyasına yapılmış bir ödeme yoksa, genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı olan “ibraname” başlıklı belgenin, İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece karara esas alınan yerel mahkeme kararının hüküm kısmında; “Davanın kısmen kabulü ile, ................ İcra Müdürlüğü'nün ........ sayılı dosyasında takip konusu edilen...senet dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiş olup, borçlu tarafça alacaklıya ödenen dosya borcunun iadesine yönelik hüküm kurulmadığı, bu durumda, icranın iadesine imkan verecek nitelikte kesinleşmiş bir mahkeme ilamı bulunmadığı gibi, borçludan yanlışlıkla fazla para tahsili de söz konusu olmadığından olayda İİK'nun 40. ve 361. maddelerinin uygulanma yerinin bulunmadığı-
Temyize konu şikayet dosyasının geldiği aşama itibariyle, takibe dayanak ilamın bozulduğu ve sonrasında mahkemesince henüz verilen bir karar bulunmadığı, bu durumda ilamın kesinleşmemiş olduğu anlaşıldığından mahkemece, İİK'nun 40/l. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 40. maddesi gereğince bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durduracağından alacaklının takibine dayanak yaptığı ilamın bozulması üzerine icra muameleleri olduğu yerde duracağı, bozma kararından sonra bozmaya uyularak yeni verilen ilamla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacaklarının muhtıra gönderilmesi suretiyle tahsilinin mümkün olduğu, ilk takibin feragat veya infazla ortadan kalkmadığı durumlarda başlatılan ikinci takibin usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği-
Şikayetçi tarafından fazladan ödendiği belirtilen miktara, ödeme tarihinden itibaren; iadenin sağlanması amacıyla alacaklıya muhtıra gönderilmesine yönelik talep tarihine kadar olan dönem için işletilebilecek yasal faiz miktarının İİK.m.363/1'de belirtilen sınırı geçmemesi halinde mahkeme kararının temyiz kabiliyetinin olmadığı-
Takibin dayanağı olan yerel mahkeme ilamının Yargıtay'ın ilamı ile bozulmasından sonra mahkemece henüz yargılama yapılmamış ve borçlunun borcunun olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk etmemiş, dolayısıyla İİK'nun 40/2. maddesinin şartlarının oluşmadığı, o halde, mahkemece, alacaklıya gönderilen muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun (iade alacaklısı), alacaklı (iade borçlusu) tarafından tahsil edilen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarihte temerrüt gerçekleştiğinden, bu tarihten itibaren yasal faiz isteyebileceği, ayrıca alacaklıya, cezaevi, tahsil harcı kesilerek ödeme yapıldığından, kendisinden bu miktarlar da düşülerek bakiye alacak talep edilebileceği-
İcra Müdürlüğün'ce eksik işlem yapılmış olmasının bozmadan önce yapılan talebi geçersiz hale getirmeyeceği, ayrıca icra dosyasında bozma ilamı ibraz edilinceye kadar yapılan işlemler geçerli olup icra takibinin devam edeceği-