Davacı ve davalının tacir olup,taraflar arasında düzenlenen 25.02.2013 ve 19.03.2013 tarihli sipariş föyü formu belgelerinde aralarında doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında Bolu mahkemeleri yetkili kılınmış olup,bu belge 6100 Sayılı HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi niteliğinde olduğu, bu durumda mahkemece yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesinde dava açıldığı gözetilerek yetki itirazının reddine karar verilmek suretiyle yargılamanın esasına geçilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerin, dava şartı olan, kesin yetki halleri olduğu, HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlediğinden yetki sözleşmesi nin kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamayacağı; yetki sözleşmesinin yapılmış olmasının da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden olmadığı-
Banka ile tacir gerçek kişi arasında düzenlenen ticari nitelikte kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartının geçerli olduğu ve bu yetki şartının sözleşmenin müteselsil kefillerini de bağlayacağı-
Yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin tacir olan lehtar ile avalist arasında geçerli olduğu-
Münhasır yetki sözleşmesinin, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmaları olduğu- Tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmede belirtilen yer mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki olup, davanın da sadece burada görülebileceği- Tüketici Hakem Heyet ve Mahkemelerinin sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimini gerçekleştirebileceği, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkilerinin genişletildiği ve sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiş olduğu- Elektrik Piyasası Kanunu'nda yapılan yasa  değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanacağı-
Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa davanın yalnızca yetki sözleşmesi ile belirlenen yetkili mahkemede açılacağı, tarafların aksini kararlaştırmamış olmaları halinde kuralın ,davanın yalnızca yetki sözleşmesiyle tespit edilen yer mahkemesinde açılması olduğu, yani bu durumda yetki sözleşmesinin kanunen yetkili kılınan genel veya özel mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırdığı,tarafların yetkili kıldıkları mahkemenin yanında, kanunen yetkili kılınan genel veya özel yetkili mahkemelerin (tamamının veya bir kısmının ) de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa,yani yetki sözleşmesinin münhasır olmayan yetki sözleşmesi şeklinde olmasını istiyorlarsa bu durumu yetki sözleşmesinde açıkça belirtmeleri gerektiği-
Tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının kabul edilmediği- Borçlunun geçerli bir yetki itirazında bulunabilmesi için, icra dairesinin yetkisiz olduğunu ileri sürmesinden başka yetkili icra dairesini de bildirmesinin gerekeceği-
HMK'nun 17. maddesi gereğince tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin lehtar ile tanzim eden borçlu arasında geçerli olduğu, itiraz eden avalist gerçek kişi olup, tacir olmadığından HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin kendisini bağlamayacağı, o halde, mahkemece, adı geçen borçlunun yerleşim yeri Güzelbahçe/İzmir olduğundan, borçlu yönünden yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Krediyi kullandıran Bankanın Ağrı Şubesi olduğu ve borçluların yerleşim yerlerinin de Ağrı olduğu hususları göz önünde bulundurularak ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-